Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/6342 E. 2013/1010 K. 22.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6342
KARAR NO : 2013/1010
KARAR TARİHİ : 22.02.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Davacının açmış olduğu iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahillerden … vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkili şirketlerin 1970 yılından bu yana, ev tekstili ile başladığı faaliyetlerine akrilik iplik üretimi ile devam ettiğini, akrilik ipliğin hammaddesi olan elyafı üretmek amacıyla … Kimya AŞ’nin kurulduğunu, … Enerji A.Ş şirketinin elektrik üretimi yaptığını, hammadde temininde zorluk ve kaynak eksikliği nedeniyle şirketlerin mali durumlarının bozulduğunu, borca batık durumda bulunan şirketlerin mali durumlarını düzeltebileceğini, grup şirketlerinin tekrar işletme sermayesini oluşturması, mali durumunu güçlendirmesi için zamana ihtiyacı bulunduğunu, atıl durumda bekleyen yatırımların en kısa zamanda nakde tahsil edilerek elde edilecek gelirden banka borçlarının ödeneceği ve ayrıca işletme sermayesine katkıda bulunacağını, … AŞ’ne ait fabrikanın satışa çıkarılacağını, satış konusunda teklifler geldiğini, bu işletmeye ilave kaynak harcamadan yeni bir ortak alınıp tekrar üretime geçmesinin sağlanabileceğini, mali durumun iyileşmesi ile 1700 civarında çalışanın işsiz kalmayacağını, ilave yatırım yapılmadan yurda döviz getirmeye devam edeceğini ileri sürerek iflasların bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, müdahil beyanları, kayyım ve bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına ve önceki bozma kararına göre, iyileştirme projesinin uygulanması halinde şirketlerin borca batıklıktan kurtulacakları gerekçesiyle iflaslarının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.
Kararı, müdahillerden … vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece daha önce verilen iflasın ertelenmesine ilişkin karar, Yüksek …. Hukuk Dairesi’nce özetle, işletme sermayesinin yetersiz olduğu, sermayenin ne şekilde sağlanacağının somut biçimde öne sürülmesi ve bu konuda rapor alınması gerekliliğinden bahisle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararından sonra ….03.2011 tarihinde alınan bilirkişi kurulu raporunda, sağlıklı olmadığı vurgulanmış, güncel varlık ve yabancı kaynak değerlendirmesi yapılması gerektiği belirtilmiş ve rapor tarihinden üç yıl öncesine ait rayiç tesbitleri çerçevesinde şirketin borca batık durumda bulunduğu fakat iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı sonucuna varılmıştır.
….09.2011 tarihli raporda TTK’nın 324 üncü maddesindeki açık düzenlemeye aykırı biçimde kaydi değerler esas alınmış, beş davacıdan üçünün süregelen zarar içinde bulunduğu tesbit edilmiştir. Bu raporda yeni iyileştirme projesi sunulması gerektiği belirtilmiştir.
….05.2012 tarihli raporun denetime elverişli olmadığı, karmaşık biçimde kaleme alındığı görülmüştür. Burada da güncellenmiş değerlerden yola çıkılarak yasaya aykırı biçimde, şirketlerin münferit hesaplarına bakılmak gerekirken, beş şirketin toplam (-) 33.800.843,94 TL borca batık halde bulunduğu tesbit edilmiştir.
Hâkimin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiler konusunda oy ve görüşüne başvurulan bilirkişilerin görevi, bu konularda hâkimi aydınlatmaktan ibarettir. Bilirkişilerin davacı şirketlere danışmanlık yaparcasına önerilerde bulunması yeni, düzeltilmiş, iyileştirilmiş (revize) proje sunulmasını istemesi, bilirkişilik kurumunun yapısına tamamen aykırıdır. Bilirkişiden beklenen, özel ve teknik bilgisi kapsamında projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tesbiti ile sınırlıdır. Projenin iyileştirilmesi amacıyla tavsiyelerde bulunmak, bu sınırın aşılması anlamına gelir. Nitekim somut olayda bilirkişilerce projenin bu haliyle ciddi ve inandırıcı bulunmadığı görülmüş ve revize proje sunulması istenmiş, davacı şirketler tarafından da ……2007 ve ……2012 tarihli iki yeni proje sunulmuştur. Bu konudaki ara kararında da mahkemece “… kararına uygun proje” sunulması istenmiştir. Oysa önceki bozma kararında yeni bir proje sunulmasından söz edilmemekte, bilakis sermayenin sağlanmasına ilişkin proje unsurlarının kayyım raporları da değerlendirilerek, bilirkişi incelemesine tâbi tutulması istenmektedir.
İflasın ertelenmesi davalarında iyileştirme mahkemenin ya da bilirkişilerin görevi olmayıp, davacıların iddiaları çerçevesinde değerlendirme yapılması ve varılacak sonuca göre bir hüküm oluşturulması gerekir.
Bu itibarla, incelemenin uyulan bozma ilamı kapsamına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan ….03.2011 tarihli raporda projenin ciddi ve inandırıcı olmadığı açıkça vurgulanmışken, yeni raporlara ve projelere başvurulması da usul ekonomisine aykırı olmuştur.
Bozma kararında özellikle vurgulanan husus şirketlerin faaliyetine devam edebilmesi için gereken işletme sermayesinin sağlanması olduğundan, nakit girişi sağlamayacak şekilde, ödenmemiş sermaye taahhütlerinin kambiyo senedine bağlanmış olması, projeyi ciddi ve inandırıcı olmaktan çıkartmaktadır.
Bu durumda mahkemece, projenin ciddi ve inandırıcı olmadığı konusundaki bilirkişi raporları, şirketlerin borca batıklık durumları ve İİK’nun 179/b maddesindeki süre de dikkate alınarak bir karar verilmek gerekirken, hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Diğer taraftan maddi hukuka ilişkin etki ve sonuçlar doğuracak şekilde takas, mahsup, temlik, hapis hakkı gibi hak ve hukuki durumların tedbiren durdurulması da kabul şekli itibariyle doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ….02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.