YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6335
KARAR NO : 2013/661
KARAR TARİHİ : 08.02.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacının açmış olduğu iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı şirket vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirketin akaryakıt ve … satış istasyonu olarak faaliyet gösterdiğini, sermayesinin ….250.000,00 TL olduğunu, şirket bünyesinde … adet satış pompası bulunduğunu, 2009 yılına kadar düzenli olarak faaliyetini devam etmekte iken yaşanan ekonomik kriz nedeniyle petrol aldığı … A.Ş. ile hukuki itilaf yaşadığını ve ödeme zorluğu içine düştüğünü, öte yandan şirketin büyük ortağı olan şahsın, … Kaplıcaları A.Ş.’nin yönetim kurulunda da bulunduğu sırada kaplıcaların …’ya borçlarından dolayı tüm mal varlığına haciz konulduğunu ve kredi itibarının sarsılmasının, davacıyı da etkilediğini, bir kısım mallarının cebri … suretiyle satıldığını, ….06.2010 tarihi itibariyle müvekkili şirketin ….245.583,52 TL. borcu ve 661.882,00 TL alacağı bulunduğunu, müvekkili şirketin faaliyette bulunduğu yerin tapu kaydında … AŞ. lehine … yıl süre ile intifa hakkı tesis edilmiş ise de, bayilik sözleşmesinin ….09.2010 tarihinde sona ereceğini ve bu tarihten itibaren diğer akaryakıt satıcıları ile sözleşme yapabilir duruma geleceğini, bunun gerçekleşmesi halinde ….000.000,00 TL nakit veya hibe petrol alma imkanına kavuşabileceklerini, ayrıca satışlardan 750.000,00 TL civarında kar elde edebileceğini, dolayısıyla … veya … yıl içerisinde borçlarının tamamını ödeme imkanı bulunduğunu ileri sürerek, İİK.’nun 179 uncu maddesi uyarınca ve gerektiğinde … yıl süre ile uzatılmak üzere … yıl süre ile müvekkili şirketin iflasının ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, müdahil beyanları, … takip dosyaları, kayyım ve bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin pasiflerinin aktifinden 147.072,34 TL fazla olduğu, tespit edilen borcun ….098.511,00 TL olduğu, bu haliyle borca batıklık şartının gerçekleşti, ancak ibraz edilen iyileştirme projesinin uygulanabilir nitelikte olmadığı, somut bilgi ve belgelere dayanmadığı, projede bahsedilen satışlardan elde edileceği düşünülen kâra esas satış maliyetlerinin nasıl karşılanacağına dair her hangi bir tedbire yer verilmediği, erteleme talep edilen süre içinde şirketin ihtiyaç duyacağı nakde sahip olunacağının garantisi olacak nitelikte tedbirlerin yer almadığı, 750.000,00 TL’lik ve 500.000.00 TL’lik kârla ilgili olarak hangi kaynaktan finansman sağlanacağının ispat edilemediği, projenin iyi niyet çerçevesinde kaldığı, tapuda tescilli intifa hakkı kaldırılsa bile şirketin faaliyet gösterdiği taşınmazın şirket ortağı…’a ait olduğu göz önünde tutulduğunda, bunun şirket lehine yarar sağlamayacağı, intifa hakkının süresinden önce sona erdirilmesi durumunda lehine intifa hakkı tesis edilen şirketin bedel talep hakkının bulunduğu, davacının verilen kesin süre içinde yeni bilirkişi incelemesi için de masraf yatırmadığı ve iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle erteleme talebinin reddine ve şirketin iflasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı şirket vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda davacı şirketin sermayesinin ….250.000,00 TL olduğu belirlenmiş ve gerek davacının sunduğu belgelerden, gerekse bilirkişi incelemesinden borçlar tutarının ….245.000,00 TL seviyesinde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davacı şirketin sermayesinin tamamını kaybetmediği, bir diğer ifade ile borca batık durumda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde iflasa karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Eğer … takibine konu edilmeyen başka borçlar varsa ve bu borçların da nazara alınması halinde borca batıklık hali gündeme geliyorsa, bu takdirde iflasın ertelenmesine ilişkin diğer koşullar da incelenmelidir. Buna göre, iflasın ertelenmesini isteyen kooperatif ve sermaye şirketlerinin borca batık durumda bulunması, bir diğer ifade ile varlıklarının rayiç değerlerinin borçlarını karşılayamaması (6762 s. TTK.m.324 ve 6102 s. TTK.m.376), fevkalade mühletten yararlanmamış olması ve sunacakları iyileştirme projesi kapsamında mali durumlarının ıslahının imkân dâhilinde görülmesi gerekir (İİK.m.179). Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tesbiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır (HMK.m.266). Hâkim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tesbit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir.
….08.2010 tarihli keşif, iki mali müşavir bilirkişi ile yapılmıştır. Mali müşavirlerin davacının … yaptığı sektörde kullanılan varlıkların değerlemesini sağlıklı biçimde yapması beklenemez. Bu durumda mahkemece taşınır ve taşınmaz malların rayiç değerlerinin, konusunda uzman bilirkişilere tesbit ettirilmesi ve borca batıklığın bu suretle belirlenmesi gerekir.
Öte yandan borca batıklığın tesbiti varlıkların rayiç değerlerinin borçları karşılayamamasının anlaşılması ile mümkündür. Somut olayda olduğu gibi aciz halinin anlaşılmasına yardımcı olabilecek şekilde dönen varlıkların, kısa vadeli borçları karşılayıp karşılayamamasının incelenmesinin ve bu durumun hükme esas alınmasının yasal dayanağı da bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece davacı şirketin borca batıklık durumunun tereddüde yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda somut verilere dayalı, teknik, denetime elverişli ve detaylı bir inceleme için, dosyanın oluşturulacak uzman bir heyete tevdii ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.