Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/625 E. 2012/3144 K. 26.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/625
KARAR NO : 2012/3144
KARAR TARİHİ : 26.04.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı … ile davalı … Vek. Av. … ve davalı …’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –
Davacı, asıl davada, 14.06.2006 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davalı ……’dan kooperatif hissesini satın aldığını ve kooperatif üyeliğine kabul edildiğini, B blok 7 numaralı bağımsız bölümün kooperatif üyeliği nedeniyle tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, ancak kooperatif üyeliğini devreden davalının taşınmazı devretmediğini, taşınmazın, davalı tarafından kiraya verildiğini iddia etmiş, birleşen davada da; üyeliğinin davalı … tarafından zorla elinden alındığını, üyelik devrinin kooperatif yönetim kurulu kararı ile onaylandığını ileri sürerek, asıl davada, 8283 ada 7 parsel B blok 7 numaranın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, aksi halde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin ve 14.06.2006 tarihinden itibaren belirlenen kira gelirinin davalıdan tahsiline, birleşen davada ise 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, 2003 yılında ferdi mülkiyete geçildiğini, müvekkilinin, taşınmazı 2005 yılında … ve…’den edindiğini, tapuyu kooperatif aracılığıyla edinmediğini, taşınmazı edindiği tarihte taşınmazın kooperatifle ilişkisinin bulunmadığını bu nedenle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkilinin, kooperatif üyeliğini taşınmazdan bağımsız olarak devraldığını ve 14.06.2006 taihinde davacıya devrettiğini, mülkiyet hakkını devretmediğini, davacının da kooperatif üyeliğini dava tarihinden önce 20.09.2008 tarihinde …’a devretttiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Kooperatif vekili, davacının, üyeliğini davalı …’dan devraldığını ve 20.09.2008 tarihli dilekçesi üzerine, 23.09.2008 tarihinde davalı …’in üyeliğine karar verildiğini, davacının ikraha dayanmasına rağmen davanın bir yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, … Cumhuriyet Savcılığı’na yapılan şikayet neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davacının ikrah nedenine dayandığını, ancak davanın bir yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, iddiaların gerçek dışı olduğunun kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan anlaşıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada, davacının, kooperatif üyeliğini davalı ……’dan devraldığı ve kooperatif üyeliğine karar verildiği, devralınan kooperatif üyeliğinin tescili istenen taşınmazla ilgili olduğuna dair açıklama bulunmadığı, dava konusu taşınmazın davalı … adına kayıtlı olduğu, ferdi mülkiyete geçilmesi nedeniyle hisse devri yoluyla taşınmaz devrinin olanaklı olmadığı kaldi ki davacının, dava tarihinden önce üyeliğini davalı …’a devrettiği, birleşen davada ise davacının, dayandığı ikrah iddiasını her türlü delille ispat edebileceği halde sunduğu delillerle iddiasını kanıtlamadığı, ikrahın gerçekleştiği iddia olunan tarihin 20.09.2008 olduğu, davanın ise 14.06.2010 tarihinde açıldığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, üyelik devrinin taşınmaz devrini de içerip içermediği, davacının, sırf üyeliği devralıp almadığı, üyeliğin devrinin devralan kişiye bir yarar sağlayıp sağlamayacağı, davalı … hakkında açılan davada yeteri kadar tartışılmamış ise de davacının, üyeliğini diğer davalı …’a devretmiş olması nedeniyle Mahkeme’nin davalı … yönünden kurduğu karar sonucu itibariyle yerinde olduğundan ve davalı … yönünden kurulan hükmün sonucu itibariyle doğru olmasına göre, davacının tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.