Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/6232 E. 2013/807 K. 14.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6232
KARAR NO : 2013/807
KARAR TARİHİ : 14.02.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm davacı vekilince duruşmalı, süresi içinde davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmiştir.
Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Yargılamanın iadesini talep eden şirket vekili, … tarafından müvekkili şirket aleyhine Almanya’da ilamsız takibe giriştiğini ve takibin kesinleştiğinden bahisle müvekkili şirkete geçici aciz müdürü atandığını, müvekkilinin Alman makamlarına yapılan tebligatların usulsüz olduğundan bahisle müracaat ettiğini, ancak … dosyası içindeki belgelerin bulunamadığını, bu konuda soruşturmanın devam ederken karşı tarafın Alman makamlarından alınan … kararlarının tanıma ve tenfizi için açtıkları davanın reddedildiğini, bilahare … tarafından … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … İN 190/…-J sayılı dosya numarasından verilen ….05.2010 ve 31.05.2010 tarihli kararların tanınması için dava açıldığını, müvekkili şirket vekili olduğundan bahisle Av. … … tarafından davanın kabulü yönünde dilekçe verilmesi üzerine, mahkemenin davayı kabul ettiğini, bu kararın hatalı olduğunu, zira tanıma ve tenfiz talep eden …’nun adının Alman makamlarınca verilen kararlarda adının geçmediğini ve taraf sıfatının bulunmadığını, dava dilekçesinde sadece tanıma talep edilmesine rağmen, mahkemenin talebi aşarak “tanıma ve tenfize” hükmettiğini, dava dilekçesinin asil değil vekili olduğundan bahisle Av. ….’e tebliğ edildiğini, adı geçen avukata verilen vekaletnamede kabul yetkisinin bulunmadığını, 5718 sayılı MÖHUK’nun 41 ve 51. maddeleri uyarınca … Mahkemeleri’nin yetkisiz olduğunu, tanıma ve tenfize konu kararların MÖHUK’nun 53. maddesi uyarınca kesinleşme şerhlerinin bulunması gerektiğini, oysa somut olayda kesinleşme şerhi ya da usulüne uygun bir tercümenin bulunmadığını, MÖHUK’nun 53 ve 54. maddeleri uyarınca kesinleşen ilamların tanınabileceğini, oysa davaya konu kararın geçici bir karar olduğunu, geçici aciz müdürü atanmasının tanıma ve tenfize konu olamayacağını, dava konusu edilen kararın Türk Hukuk Düzeni’ne aykırı olduğunu ileri sürerek, mahkemenin 02.08.2011 tarih 2011/274 E 2011/289 K sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Aleyhine yargılamanın iadesi istenen … vekili, yargılamanın iadesini isteyen şirketin genel müdürü …’in Alman Mahkemeleri kararı ile şirketin malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunma hak ve yetkilerinin elinde alındığı, bu kişinin vekil tayin etme yetkisinin de bulunmadığını, bu nedenle vekil olarak tayin olunan Av….’ın şirketi vekil olarak temsile yetkili olmadığını, bu kişinin şirket temsilcisi olarak bir başka avukatı vekil tayin etme yetkisi de bulunmadığını ileri sürerek, sebeplerin 6100 sayılı HMK’nın 375. maddesinde belirtilen şartlardan olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre; talebin mahkemeye ait 02.08.2011 gün 2011/274 Esas 2011/289 Karar sayılı ve ….09.2011 tarihinde kesinleşen ilamın yargılamanın yenilenmesi yolu ile kaldırılması talebine ilişkin olduğu, HMK’nın 375/c maddesi uyarınca talep eden vekiline verilen kesin süre içerisinde ceza mahkemesinde dava açmadığı ve iddiasını da ispat edemediği, ayrıca tanınması istenen kararın aciz müdürü atanması niteliğinde olup, Türkiye’de açılan davalarda şirketin başına kayyumun bulunduğunun delili olarak sunma istemine ilişkin olduğu, bu talebin kamu düzenine ve kesin yetki alanına giren konulardan bulunmadığı, dava dilekçesinde tanıma talep edilmesine rağmen mahkeme kararında maddi hataya dayalı olarak tanıma ve tenfize karar verildiği, maddi hatanın taraflarca talep edilmesi halinde her zaman için düzeltilmesinin mümkün olduğu, Türk Hukuku’nda aynı durumun ve aynı işlemi yerine getiren müessesenin bulunmadığı, en yakın kurumun konkordato komiseri olduğu, ancak atama koşullarının iki hukuk sisteminde farklı olduğu gerekçesiyle, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
…-Davalı vekili, hükmü her ne kadar vekalet ücretine yönelik olarak katılma yolu ile temyiz etmiş ise de, HUMK’nın 433/…. maddesinde öngörülen yasal … günlük süreden sonra yapılan temyiz talebinin reddi gerekmiştir.
…-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, HUMK’nın 445. maddesinde belirtilen şartlara haiz olmadığından davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (…) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, (…) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, davalının peşin harcının istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ….02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.