Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/5985 E. 2013/1216 K. 01.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5985
KARAR NO : 2013/1216
KARAR TARİHİ : 01.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ile davalı … vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-

Davacılar vekili, davalıların dava dışı…. Konut Yapı Kooperatifi’nin ortakları olduğunu, müvekkillerinin dava dışı anılan kooperatiften olan ilama dayalı alacaklarının bir kısmını giriştiği ilamlı takipte tahsil ettiğini, takibin kısmen sonuçsuz kaldığını, kooperatifin tasfiye halinde bulunduğunu, bakiye kısmın kooperatif ortağı olan davalılardan tahsili için başlatılan takibe davalıların itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaliyle takibin devamına, asıl alacağın % 40 oranıda … inkar tazminatının da davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri ve davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; kooperatif borcundan dolayı ortakların sorumluluğuna yönelebilmesi için kooperatifin tasfiye edilmiş ve sicilinden silinmiş olmasının yeterli olmayıp, ayrıca anasözleşmede kooperatif ortaklarının sorumluluğu hakkında hüküm olması, kooperatifin dağılmasına karar verilmesi, kooperatifin tasfiyesinden sonra malvarlığının borçlarını ödemeye yetmediğinin anlaşması gerektiği, dava dışı…. Konut Yapı Kooperatifi’nin tasfiye işleminin henüz tamamlanmadığı, davacıların alacağını kooperatifinin ortaklarının sorumluluğuna dayanarak talep etmesi aşamasına gelmediği, ayrıca, davalılardan … ve …’in kooperatif ortaklığı bulunmadığı, bu nedenle davalılara husumet yüklenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar ve davalı … vekilleri temyiz etmiştir.
…-Davalı … vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı … vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
…-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava, davacı ortağın dava dışı kooperatiften olan alacağının tahsili için kooperatif ortakları aleyhine başlatılan … takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Kooperatif borçlarından dolayı ortağın sorumluluğu anasözleşme ve Kooperatifler Kanunu ile sınırlıdır. Nitekim, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun …. maddesinde, “Anasözleşmede aksine hüküm olmadıkça kooperatif alacaklılarına karşı yalnız mameleki ile sorumludur” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenleme, kooperatiften alacaklı olan kişilerin kooperatif ortaklarının kişisel malvarlığına başvurma imkanını ortadan kaldırmıştır. Aksine düşünce kooperatiflerin kuruluş amaç ve mahiyetine aykırı düşer. Zira, kooperatifin borcundan dolayı ortak, ancak kooperatifin iflası veya diğer sebeplerle dağılması hallerine ilişkin ana sözleşmede belirtilen kurallar dahilinde sorumlu tutulabilir. Anılan …. maddede yer alan kuralın aksine bir düzenleme, anılan Kanun’un …, …, ve 31. madde hükümleri uyarınca anasözleşme ile getirilebilir. Aynı Kanun’un 33, 35, 36. maddelerinde özellikle kooperatifin iflası veya diğer sebeplerle dağılması hallerine ilişkin anılan kuralın istisnalarına yer verilmiştir. Anasözleşmenin …. maddesinde ise bu kuralın istisnalarına yer verilmemiştir. O halde anasözleşmede kooperatifin sorumluluğu başka türlü düzenlenmedikçe dış borçlar ancak kooperatif tüzel kişiliğinin malvarlığı ile ödenecek, bunun dışında kooperatif üyelerinin kişisel malvarlıklarından herhangi bir istek yapılamayacaktır. Kuşkusuz malvarlığına üyelerin yüklendiği sermaye payı dahildir. … Hukuk Genel Kurulu’nun ….09.1997 tarih ve 1997/…-44 E., 1997/649 K. sayılı kararında da “kooperatifin sorumlu olduğu hususlarda ortaklara gidilebilmesi için kooperatifin tasfiye edilmiş, sicilden silinmiş olması yeterli olmadığı, anılan …. maddesinde kollektif şirketler ile ilgili 179. maddesinden farklı bir hüküm getirildiği, kooperatif aleyhine gerekli takibat yapılıp sonuç alınmaz ise ortaklara sorumluluk durumuna göre müracaat edilebileceği” vurgulanmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. madde yollamasıyla TTK’nın 269. maddesi hükmüne göre, anonim şirket, sermaye ortaklığı olup, ortakların sorumluluğu, koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır. Sermaye borçlarını ödeyen ortakların gerek şirkete ve gerekse şirketin alacaklılarına karşı herhangi bir sorumlulukları bulumadığından, kişisel yönden takip ve dava olunamazlar.
Davacı tarafça, dava dışı kooperatif aleyhine başlatılan … takibinin sonuçsuz kalması üzerine bu davanın açıldığı ve kooperatifin tasfiye halinde olduğu ileri sürülmüştür. Dava dışı kooperatif aleyhine başlatılan takip dosyası içeriğine göre borçlu kooperatifin taşınır malı paraya çevrilmiş, borcun bir kısmı bu şekilde tahsil edilmiştir.
Aciz belgesi borçlunun mal varlığının alacaklının alacağını karşılamaya yetmediğini gösteren tek ispat aracıdır. Haczedilen taşınır ve taşınmazlar hakkında, haczin yapıldığı mahalde haczi yapan memur tarafından bir tutanak düzenlenir. İİK .nın 102. maddesine göre haciz tutanağına alacaklı ve borçlunun ad ve soyadları , alacağın miktarı, haczin yapıldığı gün ve saat, haczedilen malların cins ve miktarı ile kıymetleri ve varsa üçüncü kişilerin iddiaları yazılarak haczi yapan memur tarafından imza edilir. Ayrıca hazır bulunan alacaklı, varsa vekili, borçlu, yediemin ve bilirkişiler de tutanağı imza ederler. Borçlunun haczedilen malları alacağı karşılamaya yeterli olmazsa veya haczi kabil mal bulunmazsa bunlar da tutanağa yazılır (İİK.m.102/son).
İcraca takdir edilen kıymete göre haczedilen malların alacağı karşılamadığı anlaşılırsa buna ilişkin haciz tutanağı da geçici aciz belgesi sayılır (m.105/…) . Diğer anlatımla, haciz sırasında borçlunun bir kısım malları bulunmasına karşın, bunların takdir edilen kıymetine
göre takibe konu alacağı karşılamaya yetmediği anlaşılırsa, buna ilişkin haciz tutanağı geçici aciz belgesi sayılır (İİK.m.105/…). Borçlunun haczi kabil malı bulunmadığının haciz tutanağında açıkça yazılı olması gerekir. Aksi halde tutanak aciz belgesi niteliği taşımaz.
Kesin aciz belgesinde de olduğu gibi borçluya ayrıca aciz belgesi verilmez. Buna ilişkin haciz tutanağı geçici aciz belgesi hükmündedir.
Kesin aciz belgesine gelince; … takibi sonucunda paraların paylaştırılmasından sonra alacaklıya verilen belgeye kesin aciz belgesi denir.
Ayrıca haciz sırasında borçlunun haczedilebilir hiçbir malı bulunmazsa bunu belgeleyen haciz tutanağı da 143. madde anlamında kesin aciz belgesi niteliğindedir. Bu tutanak doğrudan doğruya kesin aciz belgesi yerine geçtiğinden alacaklıya ayrıca bir aciz belgesi verilmez. … memurunun borçlunun haczi kabil malının bulunup bulunmadığını araştırması ve haciz tutanağında açıkça göstermesi gerekir. Şayet borçlunun haczedilebilir malının bulunduğu anlaşılmışsa kesin aciz belgesi verilemez.
Somut olayda, davacıya böyle bir belge verildiği konusunda iddia olmadığı gibi takibin kısmen semeresiz kaldığı olgusu da gerçekleşmemiştir.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde henüz ortakların kişisel malvarlığı ile sorumluluğu aşamasına gelinmediği, zira davacının kooperatiften takip ya da dava yoluyla tazminat talebinde bulunması, İİK’nın 105. ya da 143. maddesi uyarınca alacağın kısmen veya tamamen tahsil imkanı kalmadığına ilişkin aciz vesikası alması, böylece alacağın kooperatiften tahsil imkanı kalmadığı hususunun sabit olması, sonuç alamaz ise ortaklardan talepte bulunması gerektiği, bu durumda ortak olan davalılar yönünden davanın erken açıldığı gerekçesiyle; ortak olmayan Yavuz Kökten ve … yönünden ise yazılı gerekçe ile (ortak olmadıkları için husumet yöneltilemeyeceği) reddi gerekirken,… ve … dışında kalan davalılar bakımından aynı sonuca yazılı gerekçelerle varılması isabetsiz ise de, sonucu itibariyle isabetli görülen kararın, HUMK’nın 438/son maddesi hükmü uyarınca değişik gerekçe ile onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda (…) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı … vekilinin; (…) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün davalılardan … ve … dışında kalan davalılar bakımından değişik gerekçe, … ve … bakımından ise hüküm yerinde yazılı gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğiden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.