Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/5571 E. 2012/7634 K. 24.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5571
KARAR NO : 2012/7634
KARAR TARİHİ : 24.12.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının da içinde bulunduğu 124 kooperatif ortağı adına kooperatifin de kefaleti ile her bir ortak için 2.625,00 TL olmak üzere Emlak Bankasından konut kredisi kullanıldığını, davalının kullandığı kredinin üç taksidini ödedikten sonra kalan borcunu ödemeden kooperatif ortaklığından ayrıldığını,alacaklı banka tarafından müşterek kefil sıfatı ile müvekkili kooperatif aleyhine yapılan icra takibi neticesinde ödenmeyen kredi borcunun 06.09.2007 tarihinde ödendiğini,bu nedenle 2.565,98 TL asıl alacak ve 12.608,63 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 15.174,61 TL’nin tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kooperatiften ihraç edildiğini savunarak,davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının kooperatif üyeliğinden ihraç edildiği,davacı kooperatif üyeleri tarafından alınan kredinin bir kısmının bizzat alacaklı bankaya kooperatif tarafından ödendiği, bakiye kısmın ise cebri icra yoluyla kooperatife ait 32 adet meskenin satılması sonucu tahsil edildiği,icra yoluyla satılan meskenlerin davacı kooperatifin malvarlığına dahil olduğu,bankadan çekilen kredi borcunun da kooperatife ait olmakla meskenlerin satışı nedeni ile kapatılan kredi borcunun üyelerden istenemeyeceği,davacı kooperatifin kredi borcunun tamamını alacaklı bankaya ödediği için davalının kefalet nedeni ile sorumluluğunun da ortadan kalktığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ödenmeyen kredi borcunun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı kooperatifin 07.05.2000 tarihli genel kurul toplantısında “konut yapı kooperatifleri tip anasözleşmesinin 6/5 maddesi gereğince kooperatifin kredi ihtiyacının karşılanması amacıyla ilgili finansman kuruluşlarına başvuruda bulunma, borçlanma ve açılan kredinin zamanında ve amacına uygun kullanılmasını sağlama yetkisi kapsamı içerisinde özel veya kamu bankalarının yuva kredisi, tamamlama kredisi veya kooperatif inşaatlarına çeşitli isimler altında verilen çok düşük faizle kredilerden yararlanma yetkisi verilmesi..” kararı alınmış ve bu karar doğrultusunda dava konusu Türkiye Emlak Bankası
A.Ş.’den toplam 564.200,00 TL kredi alınmıştır.Bilirkişi kurulunca kooperatifin aldığı Yuva kredisini kooperatif inşaatında ve kredi ihtiyacı için kullandığı tesbit edilmiştir. Kooperatifin genel kurulca verilen yetkiye dayanarak inşaatlarından kullanmak ve kredi ihtiyacının temini için aldığı ortak oldukları dönemde inşaatlar için harcadığı krediyi payları oranında ortaklarından talep etmesinde hukuki yararı bulunmaktadır. Banka ile yapılan sözleşmede kooperatifin asıl borçlu,ortakların müşterek- müteselsil kefil olmaları bankayla kurulan kredi ilişkisinde geçerli olup, kooperatif ile ortaklar arasındaki ilişkide bağlayıcılığı bulunmadığından, mahkemenin bu yöndeki gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesinde; “Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder” hükmüne yer verilmiştir. Kooperatif ortakları, haklarında alınan ihraç kararı kesinleşinceye kadar üyeliğe bağlı tüm haklara sahip olduğu gibi, üyesi olduğu kooperatifin kesinleşen genel kurul kararına dayalı olarak aldığı ve ortakların ihracından önce kullandığı kredinin borçlardan sorumludur. Bu durumda, mahkemece, davalının kooperatif ortağı olduğu döneme ilişkin borcun takip edildiği de gözönünde bulundurularak, kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla, kooperatifçe çekilen krediden dolayı payına düşen borç tutarının ve işlemiş faizin hesaplanarak, oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 24.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.