YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5331
KARAR NO : 2012/7321
KARAR TARİHİ : 12.12.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleşen sözleşmenin iptali, tapu iptali ve tescil, tazminat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeyi imzaladığı sırada sözleşmenin içeriğini anlayamayacak derecede yaşlı olduğunu, sözleşmeyi oğlunun baskısı ile okumadan imzaladığını, sözleşmeye rızasının bulunmadığını ve hataya düşürüldüğünü, ayrıca sözleşmeden itibaren on bir aylık bir süre geçmesine rağmen davalının inşaatla ilgili hiç bir girişimde bulunmadığını ileri sürerek, 23.09.2004 tarihli sözleşmenin feshini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalı arsa sahibinin hukuken yükümlü olduğu inşaat yapı ruhsatını almaması ve taşınmazı da müvekkiline teslim etmemesi sebebiyle müvekkilinin inşaata başlayamadığını, inşaatın zamanında bitirilmemesi nedeniyle dairelerini alamayan müvekkilinin kira kaybı ve kâr mahrumiyeti zararının oluştuğunu ileri sürerek, sözleşmenin aynen ifasına karar verilerek, inşaat ruhsatı alınması için müvekkili şirkete yetki verilmesi ile taşınmazın tapusunun müvekkili adına tescilini ve gecikme tazminatı olarak da şimdilik 10.000,00 TL davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekilleri, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı-birleşen davada davacı yüklenicinin sözleşme tarihinden sonra yaklaşık 11 ay geçmesine rağmen inşaat ruhsatı dahi almadığı, inşaata ilişkin hiç bir faaliyette bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede inşaat ruhsatının arsa sahibi tarafından alınacağına dair bir hüküm bulunmadığı, BK’nın 107. maddesi uyarınca borcun tayin edilen yer ve zamanda ifa edilmemesi veya borçlunun hal ve vaziyetinden ihtarın tesirsiz olacağının anlaşılması durumunda ayrıca temerrrüt ihtarında bulunulmaksızın ve süre verilmeden sözleşmenin feshinin mümkün olduğu, davacı-birleşen davada davalının da bu hakkını kullandığı, davalı-birleşen davada davacının aynen ifa ve tazminat taleplerinin ise haksız olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 23.08.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini feshine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Birleşen davaya yönelik temyiz itirazları yönünden;
a) Birleşen dava, inşaat yapı ruhsatı alma yetkisi verilmesi, tapunun devri ve tazminat tahsili istemlerine ilişkindir. Birleşen davadaki bu talepler, asıl davada verilecek karara göre sonuç doğuracağından mahkemece birleşen davanın tefriki ile asıl davanın sonuçlanması ve kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmamıştır.
b)Bozma nedenine göre, birleşen davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
2- Asıl davaya yönelik temyiz itirazları yönünden,
a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b) Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir. 3194 sayılı İmar Yasası’nın 26. ve 27. maddesindeki istisnalar dışında, tüm yapılar için ruhsat alınması zorunludur. Buradaki ”ruhsat” kavramını, arsa malikine taşınmaz üzerinde imar koşullarına uygun bir yapı yapabilmesi için yetkili mercin verdiği izin belgesi şeklinde anlamak gerekir. Bu hususta sözleşmede aksine bir hüküm yok ise, yapı ruhsatı alımı arsa sahibine aittir. Uygulamada arsa sahipleri tarafından yükleniciye vekalet verilmekte ve ruhsat yüklenici tarafından alınmaktadır.
Somut olayda taraflar arasında imzalanan 23.09.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, yapı ruhsatının yüklenici tarafından alınacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı gibi bu konuda arsa sahibi tarafından yükleniciye bir vekaletname verildiğine ilişkin savunma da bulunmadığından arsa sahibi tarafından yapı ruhsatı alınacağının kabulü gerekir. Buna göre, sözleşmeyle ruhsat alındıktan sonra üç yıl içerisinde dairelerin arsa sahibine teslim edileceği kararlaştırıldığına göre, yapı ruhsatı almayan arsa sahibi tarafından açılan sözleşmenin feshi davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin birleşen davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, (2a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının reddine, (1a) ve (2b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davalı-birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.