Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/5200 E. 2012/7357 K. 13.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5200
KARAR NO : 2012/7357
KARAR TARİHİ : 13.12.2012

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi iken üyelikten istifa ettiğini, Kooperatifler Kanunu ve kooperatif anasözleşmesi uyarınca ayrılan üyenin yedek akçeler üzerinde hak sahibi olmadığını, davalının üyelik sıfatına bağlı olarak kendisine verilen taşınmazı üyeliği sona erdiği için davacıya iade etmek zorunda olduğunu, zira davalının taşınmazı alma hakkının ortadan kalktığını, davalının sadece ödediği aidatlardan, genel gider payının mahsup edildikten sonra kalan miktarı talep edebileceğini ileri sürerek, davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ve müvekkili adına tesciline karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL’nin faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 5983 sayılı Kanun’un 2. maddesince kooperatif kanununda yapılan değişiklik sonucu amacına ulaşarak dağılma sürecine giren kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyerinin geri alınamayacağının hüküm altına alındığını, davacı kooperatifinde amacına ulaşıp tasfiye sürecine girdiğini, davacı kooperatifin 01.05.2003 tarihli özel sözleşmeye göre müvekkiline 13.06.2008 tarihinde tapusunu verdiğini, müvekkilinin 23.07.2007 tarihli noter ihtarı ile ortaklıktan ayrıldığını ve borçlarını ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, bişirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davalının davacı kooperatifin üyesi iken kendisine dava konusu taşınmazın tahsis edilip, tapu kaydının davalı adına tescil edildiği, daha sonra davalının kooperatif üyeliğinden istifa ettiği, 03.06.2010 tarih 5983 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81. maddesinde yapılan değişiklik sonucu bu maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz…” hükmünün eklendiği, buna göre davacı kooperatifin tahsis ve tapudan devrettiği konutun tapusunun iptalini veya bedelini talep edemiyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, istifa eden ortağa verilen konutun tapusunun iptali ve kooperatif adına tescili, bunun mümkün olmaması halinde alacak istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 1.maddesi uyarınca, yapı kooperatiflerinin amacı karşılıklı yardım ve dayanışma içinde ortaklarını konut veya işyeri sahibi yapmaktır. Kooperatifler giderlerini ortaklarından topladıkları aidatlar ile karşılamak zorunda olduklarından, ortağın da konut isteyebilmesi için yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmesi ve kooperatife borcu olmaması gerekir. İstifa eden ortak ise ancak Kanun’un 17. ve anasözleşmenin 15.maddesine göre kooperatiften istifa ettiği yıla göre genel gider payı düşüldükten sonra ödediği aidatın iadesini isteyebilir. Çıkan veya çıkarılan ortağın, kooperatif ortaklığı nedeniyle edindiği hakları da kooperatife iadesi gerekir. Bunun istisnası Kooperatifler Kanunu’nun 81.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan kanun maddesinin 5983 sayılı Kanunu’nun 2.maddesi ile değiştirilen 2.fıkrası hükmüne göre; amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar. Fakat bu yasa maddesi dava açıldıktan sonra, 13.06.2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.5.2011 tarih ve 2011/11-233 Esas, 2011/330 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1. maddesi; bu kanunu, Türk Medeni Kanunu’nun ayrılmaz bir cüzü (parçası) olarak kabul etmiştir. 4722 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 1. maddesinde de; “Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukuki sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır.” denilmekte ve aynı yasanın 3. maddesiyle de yasa ile öngörülen farklı düzenlemeler ayrık tutulmaktadır. Bu itibarla, uyuşmazlık konusu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir. Kooperatifler Kanunu’nun 81/2.maddesine 5983 sayılı Kanun ile eklenen hükmün, aksine bir düzenleme bulunmadığı için geçmişe uygulanamayacağı mahkemenin de kabulündedir. Bu nedenle, tasfiye sürecine girmiş kooperatifin, çıkan ya da çıkarılan ortaktan konutunu geri alamayacağına dair hükmün somut olayda uygulanması mümkün değildir. İstifa eden ortaktan inşaat finansman gideri de istenemez. Ancak yukarıda da açıklandığı üzere, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17 nci maddesine göre kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortağın kooperatif varlığı üzerinde hakları olup olmadığının ve bu hakların nelerden ibaret bulunduğunun ayrıldığı yıl bilançosuna göre belirlenmesi gerekmektedir. Davalının kooperatif ortaklığından istifa etmesi nedeniyle kooperatifçe ortakları için yaptırılan daireler üzerinde hakkı kalmayıp, dairenin kooperatife iadesi ile davalının ancak ayrıldığı yıl bilançosuna göre payına düşeni talep edebilmesi mümkündür. Başka bir deyişle, ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesi gerekir. Davanın açıklanan ilkeler uyarınca sonuçlandırılması gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.