Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/5197 E. 2012/6880 K. 22.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5197
KARAR NO : 2012/6880
KARAR TARİHİ : 22.11.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen alacak davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 09.07.2012 gün ve 2012/1571 Esas 2012/4763 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
– KARAR –

Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife üye iken ….. 35. Noterliğinden keşide edilen 18.02.2008 tarihli ihtarname ile üyelikten istifa ettiğini, davalının ekonomik durumunun iyi olmasına ve davacı yerine ortak alınmasına rağmen usulsüz olarak ödemelerin ertelenmesi kararı aldığını ileri sürerek, esas ve ıslah dilekçeleri ile toplam 202.400,00 TL çıkma payı alacağının avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 09.07.2012 tarih, 2012/1571 esas, 2012/4763 karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur .
Dava, istifa eden davacının çıkma yapı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Kooperatif üyeliğinden ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamının değil, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1. maddesi ve anasözleşmeniin 15/1. maddesi gereğince, ayrıldığı yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçdikten sonra bu hak talep edilebilir. Aynı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yılı aşmamak üzere geciktirilmesine ilişkin bir kararın, anılan aynı genel kurulda alınması ve mahkemece, ödemenin kooperatifin mecudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikli olduğunun bilirkişi raporu ile yargılama sırasında saptanması halinde, erteleme kararındaki süre geçmeden önce açılan dava, alacağın muaccel olmasından önce açıldığı gerekçesiyle reddedilmelidir.
Öte yandan, davalı kooperatif anasözleşmesinin 15. maddesinde “ortaklığı sona erenlerin yerine ortak alınması halinde eski ortağın 21. madde uyarınca ödediği gider taksitleri derhal ödenir.” hükmü yer almaktadır. Ayrılan ortağın doğrudan üyelik payı yerine yeni ortak alınması halinde eski ortağın yapmış olduğu ödemelerin derhal kendisine iade edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, erteleme kararı alınmış olsa bile davalı bu karardan yararlanamayacaktır. Gerek davacı yerine üye alınması gerekse alınmaması halinde iade edilecek aidatlar bakımından ifa günü belli olup, kooperatifin temerrüde düşürülmesi için ayrıca ihtar gönderilmesine gerek bulunmamaktadır.
Somut olayda mahkemece davacının istifa ettiği 2008 yılına ilşkin bilançoyu 2009 yılında tasdik eden genel kurulda ertelemeye ilişkin bir karar alınıp alınmadığı, alınmış ise bu genel kurul tarihi itibariyle ayrılan tüm ortaklara yapılacak ödemelerin bu tarih itibariyle kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceği bilirkişi raporu alınarak değerlendirilmelidir. Davacının istifasından sonra, kooperatife çok sayıda ortak alındığından, alınan ortakların doğrudan davacının ortaklık payı yerine alınıp alınmadığı, davacının ortaklık payının yerine ortak alınmış ise anasözleşmenin 15/2. maddesi uyarınca çıkma payının davacıya derhal ödenmesi gerektiği ve erteleme kararından davalının yararlanamayacağı hususları gözden kaçırılmamalıdır. Ayrıca, davacının payı yerine yeni ortak alınmamış, yani davacının payı dışında boş olan üyelik paylarının biri yerine yeni üye alınmış olsa bile, yeni ortaklardan alınan aidat ve gelirler ile kooperatifin mali durumunda değişiklik olup olmadığı da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Bu durumda, mahkemece, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden ve bu haliyle mahkeme kararı eksik incelemeye dayalı olduğundan kararın bozulması gerekirken Dairemizin 09.07.2012 tarih, 2012/1571 Esas – 2012/4763 Karar sayılı ilamı ile onandığı görülmekle, onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09.07.2012 tarih, 2012/1571 Esas-2012/4763 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile karar düzeltme harcının istek halinde iadesine, 22.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.