Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/4923 E. 2012/6666 K. 14.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4923
KARAR NO : 2012/6666
KARAR TARİHİ : 14.11.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında yedi adet taşınmazı konu alan 03.10.2006 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin akdedildiği tarihten itibaren 150 gün içinde ruhsat alınacağının kararlaştırıldığını, alınamaması halinde yüklenicinin 60 gün içinde ek süre talep edebileceğinin düzenlendiğini, arsa sahiplerince, taşınmazlara ilişkin belediye ile hukuki sorunları bulunduğundan yüklenicinin ruhsat alıp işlemlere başlayamadığını, sözleşmenin 2006 yılında imzalanmış olmasına rağmen tapu üzerinde belediyeye ait hakların terkin işlemlerinin ancak 2010 yılında yapılabildiğini, ruhsat işlemlerinin ancak 2010 yılında yapılmasının mümkün hale geldiğini, müvekkilinin tam ruhsatı alacağı zaman davalılar tarafından gönderilen azilnameyle ruhsat işlemleri için verilen vekaletnamenin iptal edildiğini, bütün işlemlerin yarım kaldığını, müvekkilinin tamamen davalıların kusurundan kaynaklanan gecikmeler nedeniyle inşaata başlayamadığını, yine davalılar tarafından 13.09.2010 tarihinde gönderilen ihtarnameyle sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, bu işlemler nedeniyle müvekkilinin büyük zarara uğradığını, ayrıca davalıların bazı parsellerin satışını gerçekleştirdiğini öğrendiklerini, davalı arsa sahipleri tarafından yapılan tek taraflı feshin haksız olduğunu ileri sürerek, akdin feshinin iptalini ile devamına karar verilmesini, bu talepleri reddedildiği takdirde uğramış oldukları 400.000,00 TL’yi bulan zarardan şimdilik 10.000,00 TL’sinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşme tarihinden itibaren 4 yıl geçtiği halde yüklenicinin inşaat ruhsatını almayıp, hiçbir girişimde de bulunmadığını, bunun üzerine müvekkillerince sözleşmeye uygun olarak 13.09.2010 tarihinde sözleşmesinin feshedildiğini, feshin haklı nedenlere dayandığını, ruhsatın alınamamasının yüklenici kusurundan kaynaklandığını, davalı arsa sahiplerine ait sözleşme konusu arsaların üzerinde intifa hakkı bulunmadığını, yükleniciye verilen vekaletnameler ile belediye ile olan sorunların da çözülmesi konusunda yetki verildiğini, buna rağmen süresinde bu sorunları halletmediğini, sözleşme konusu arsalar için inşaat ruhsatı almaya yasal bir engel bulunmadığını, ayrıca sözleşme gereğince sözleşme tarihinden itibaren arsaların kamu borçlarının yüklenici tarafından ödeneceğinin kararlaştırılmasına rağmen müvekkillerinin başka bir iş için belediyeye gittiklerinde
sözleşme konusu arsaların emlak vergi borcu bulunduğunu, sözleşme tarihinden itibaren hiç ödenmediğini öğrendiklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 4. maddesinde belirlenen sürede davacı yüklenicinin inşaat ruhsatını almadığı ve bunun üzerine davalı arsa sahiplerince 13.09.2010 tarihli fesih ihtarnamesi ile sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği, davacı yüklenici ruhsat alınamamasının arsa maliklerinin kusurundan kaynaklandığını ileri sürmüşse de tapu kayıtlarına göre taşınmazların üzerinde herhangi bir intifa kaydının olmadığı, ayrıca davalı arsa sahipleri tarafından taşınmazlar ile ilgili davacı yükleniciye ifraz, tevhit ve yola terk yetkilerini içerir düzenleme şeklinde vekaletname verildiği gözönüne alındığında, davacı yüklenicinin inşaat ruhsatının alınmasının gecikmesinde kusuru bulunmadığı yönündeki savunmasına itibar edilemeyeceği, davalı arsa sahiplerince sözleşmenin 4. maddesi uyarınca tanınan yetkiye istinaden, sözleşmenin tek taraflı feshedildiği gerekçesiyle, davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yürürlükte olduğunun, arsa maliklerince yapılan feshe ilişkin bildirimin geçersizliğinin tespiti ile fesih nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, tapulu arsa ya da arsa payının devrini içermesi nedeniyle karşı tarafın kabulü yoksa, tek taraflı fesih edilemez; feshe hakim karar verir. Bu hukuksal nedenle, davalı arsa sahiplerinin tek yanlı fesih bildirimi, yüklenici tarafından kabul edilmedikçe hukuksal sonuç doğurmaz. Somut olayda da, davacı yüklenicinin öncelikli talebi sözleşmenin ayakta bulunduğu, yapılan fesih bildiriminin iptali yönünde olduğundan feshe karşı çıktığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, halen geçerli ve ayakta olan sözleşmenin feshinin iptali talebinde davacının hukuki yararı bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece, davanın yukarıda açıklanan gerekçeler ile reddi gerekirken, aynı sonuca, sözleşmenin feshine yönelik açılmış bir dava olmadığı halde, akdin tek taraflı feshinde davalıların haklı olduklarından bahisle yazılı gerekçelerle, varılması isabetsiz ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK’nun 438/son maddesi gereğince değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan kararın değişik gerekçe ile ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.