Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/484 E. 2012/3337 K. 03.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/484
KARAR NO : 2012/3337
KARAR TARİHİ : 03.05.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlunun Türkiye Halk Bankası A.Ş. kooperatif kredi sözleşmeleri ile krediyi kullanan dava dışı ….’ya müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile kefil olduğunu, sözleşme uyarınca 25.000,00 TL kullandırılan kredinin %13 faiz oranı ve 3 aylık sürelerde 16 taksitte geri ödemesini taahhüt ettiklerini, borcun zamanında ödenmemesi nedeniyle müvekkilin borcu ödemek zorunda kaldığını, ödenen miktarın rücuan tahsili için … 2. İcra Müdürlüğünün 2009/4394 sayılı icra takip dosyasında davalı aleyhine yapmış oldukları icra takibine davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra takibinin devamına ve %40’ı icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, kısmen benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, icra takip tarihi itibariyle davacı kooperatifin her ne kadar, müteselsil kefil olarak toplam 8.145,36 TL ödeme yapmış ve icra takibinden itibaren % 26 oranında faiz talep edebilecek ise de, davacının davalı ve dava dışı ve diğer iki kişi ile birlikte müşterek borçlu ve müteselsil kefil olup Borçlar Kanunun 488. maddesi uyarınca asıl borçlunun borcunu ödeyen kefilin diğer kefiller için onların payına düşen miktar oranında rücu hakkına sahip olduğu, bu nedenle davacı tarafça icra takip tarihi itibariyle yapılan toplam ödeme olan 8.145,36 TL’nin 1/4’ü olan 2.036,34 TL açısından davalının sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle bu kısma yönelik olarak davanın kısmen kabulüne, alacağın likit olmaması nazara alınarak davacı tarafın icra inkar tazminatına yönelik olan talebinin, davacının icra takibinde kötüniyetli olmadığı gerekçesi ile de davalı tarafın kötüniyet tazminatına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, müşterek müteselsil borç senetlerine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Borçlunun itiraz sebepleri ile bağlı olma kuralı yalnız alacaklının itirazın kaldırılmasını istemiş olması halinde icra mahkemesinde açılan davalarda uygulanır. Temyize konu dava mahkemede itirazın iptali davası olarak açıldığına göre borçlunun, itirazın iptali davasında itirazında bildirmiş olduğu sebeplerle bağlı olduğu yolundaki gerekçede isabet görülmemiştir. Bu durumda mahkemece davalının imza itirazı yönünden inceleme yaptırılıp oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, davalının peşin alınan harcının istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.