YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/480
KARAR NO : 2012/3148
KARAR TARİHİ : 26.04.2012
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
İstemcinin iflasın ertelenmesi talebinin bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı istemin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahil Hazine vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
İstemci vekili, müvekkili şirketin fiber optik kablo ve bakır kablo üretimi yaptığını, hammadde ve özellikle de bakır fiyatlarında meydana gelen artış nedeniyle cironun düştüğünü ve finansal krize girdiğini, sunulan iyileştirme projesi çerçevesinde davacı şirketin ıslahının mümkün olduğunu belirterek bir yıl süreyle iflasın ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Verilen önceki bozma kararı üzerine mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, istemcinin borca batıklığının devam ettiği ve istemci tarafından imalatı yapılan fiber optik kablonun yurt içi ve dışında satışı olan bir ürün olduğu, firmanın akdettiği sözleşmeler, sermaye artışları ve 2008 yılına ait ciroların dikkate alındığında ıslah projesinin gerçekleşebilir olduğu kanaatine varıldığının belirlendiği, bilirkişi raporunda tespit edilen bu hususun Yargıtay bozma ilamından sonra verilen kayyım raporlarında da teyit edildiği ve istemci şirketin iyileştirme projesi kapsamında gelirini önemli ölçüde artırdığı, alacaklıları zarara uğratmaya ve şirket aktiflerini doğrudan azaltmaya yönelik bir işlem yapmadığı, mali durumunun zaman içerisinde daha da iyileşeceği, vergi ve SSK yükümlülüklerini kısmen aksatarak düzenli olarak ödediği, istemci şirketin iyi niyetli olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle istemin kabulüne, istemci şirketin borca batıklığının tesbitine ve iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.
Kararı, müdahil Hazine vekili temyiz etmiştir.
İflasın ertelenmesi için istemcinin borca batık durumda olması, fevkalade mühletten yararlanmamış bulunması ve mali durumunu düzeltebileceğini somut verilere dayalı olarak göstereceği ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi sunması gerekir.
Yüksek 19. Hukuk Dairesi’nin bozma kararında dosyada bulunan bilirkişi raporları çerçevesinde, çelişkilerin giderilmediği ve işlemlerin sağlıklı olmadığı belirtilmiş; bu konuda ek inceleme gerektiği vurgulanmıştır.
Yard. Doç. Dr…. ve Yard. Doç. Dr… imzalı 08.07.2008 günlü raporda 2005 yılında kâr eden şirketin, 2006 ve 2007 yılında zarar ettiği, ancak bu zararın gerçek bir zarar olmadığı, şirket muhasebesinin bu konudaki ilkelere uygun tutulmadığı belirtilmiştir. Bozma sonrası alınan raporda ise birikmiş amortismanların bir seferde düşülmesinin, muhasebe ilkelerine uygun olduğu kabul edilmiştir.
İflasın ertelenmesinde aslolan şirketin gerçek mali durumunun ortaya konması yanında, proje kapsamında şirketin bu konudaki ciddiyeti ve inandırıcılığı; bir başka ifade ile çalışma şekli ve kayıt düzeni ile iflasın ertelenmesine layık olup olmadığı hususlarıdır. Çelişkilerin giderilmesi için alınan …,… ve… imzalı 22.06.2011 günlü raporda işlemler yasaya uygun bulunmuş ise de bu işlemlerin şirketi fiktif biçimde borca batık hale getirmeye yönelik sonuç doğurup doğurmayacağı, şirket ortağının hakim ortak olduğu diğer şirketle yapılan alış verişin işletmecilik bakımından basiretli ve güvenilir bir tacir sayılması gereken istemci bakımından uyandırması gereken izlenim değerlendirilmemiştir.
Öte yandan ilk tedbir kararının verildiği 31.07.2008 tarihi ile kararın verildiği 21.07.2011 tarihleri arasında geçen yaklaşık üç yılda, projenin üçüncü sayfasında yer alan sermaye artırımına ilişkin bir gelişme olup olmadığı da dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Somut gelişmeden söz edilmezken, bilirkişilerin “sermaye artışı yapılabilecek kapasitenin bulunduğu” yönündeki soyut ve öznel yaklaşımı, hükme esas alınamaz.
Projeye göre cironun her yıl ortalama % 30 civarında artacağı kabul edilmişken, hedeflerin incelenmemesi ve aradan geçen zamana rağmen, dava tarihi ile kıyaslamalı güncel durumun değerlendirilmekten kaçınılması ve halen dava tarihindeki şartlara göre rapor düzenlenmesi de kabul edilemez.
Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde inceleme yapabilecek yeterlikte, konularında uzman yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulup, denetime elverişli teknik ve detaylı bir rapor alınarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, denetimi ve infazı kabil olmayacak şekilde, İİK’nun 179/b maddesindeki tedbirlerden farklı ve yargılama aşamasındaki tüm tedbirlerin devamına karar verilmesi de bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.