Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/4643 E. 2012/6710 K. 15.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4643
KARAR NO : 2012/6710
KARAR TARİHİ : 15.11.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalı hakkında ödenmeyen aidatların tahsili için takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 2001 yılı Haziran ayına kadar geçen dönem itibariyle davalının aidat borcu bulunduğunu ispatlayamadığı, bu tarihten sonraki döneme ilişkin olarak ise de, davalının 735,00 TL dışında kalan aidat borcunu ödediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 735,00 TL yönünden itirazının iptaline, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’nun 1/1. maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Anılan kanunun 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesi’nde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hâkimlerini görevlendirdiği dava ve işlere de Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bakılacağı öngörülmüştür. Buna göre, bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir.
Somut olayda ise, davalı icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesinde salt ödeme ve benzeri nedenlere dayanarak borçlu olmadığını değil, davacı kooperatife peşin ödemeli üye olduğunu ve bu sebeple aidat bedellerinden sorumlu olmayacağını da savunduğuna göre, davalının borçlu olup olmadığı ve borcun miktarı, ortaklık statüsü belirlenerek yani davalının normal statülü ortak mı yoksa peşin ödemeli ortak mı olduğunun tespitinden sonra belirlenecektir. Üyeliğinin statüsünde çekişme bulunan davalının hukuki durumunun belirlenmesine yönelik bu dava, salt malvarlığı hukukuna ilişki bir dava kapsamında görülemeyeceğinden, görev hususunun parasal değere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, çözümü üyelik statüsünün tespitine bağlı bu tür bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından, somut olayda, salt mal varlığı hukukuna dayalı olmayan işbu davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece
görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.