Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/4287 E. 2012/5432 K. 25.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4287
KARAR NO : 2012/5432
KARAR TARİHİ : 25.09.2012

Taraflar arasında görülen ihraç kararının iptali davasının sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin olarak Dairemizin 07.03.2012 gün ve 2011/4788 Esas 2012/1747 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:

– KARAR –
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, yönetim kurulunca verilen ihraç kararının 20.06.2010 tarihli genel kurulun 14. maddesi ile kabul edildiğini, gönderilen ihtarnamelerde borcun açık olmadığı gibi ihtarnamelerin usulüne uygun ve aynı olmadığını, ayrıca benzer durumda olan üyelerin ihraç edilmeyerek eşitlik ilkesine aykırı davranıldığını ileri sürerek, ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iki kez usulüne uygun ihtarname keşide edilmesine rağmen borcunu ödememesi nedeniyle ihracına karar verildiğini, ihraç kararına karşı davacının genel kurula itiraz ettiğini, itirazın genel kurulca reddedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 07.2012 tarih ve 2011/4788 esas, 2012/1747 karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, davalı kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Genel kurul kararı ile yönetim kurulunun ihraç kararı onaylanmış ise de, yönetim kurulunun uyguladığı ihraç prosedürünün yasaya ve anasözleşmeye uygun olması gerektiği açıktır. Mahkemece, iptali istenen ihraç kararının yönetim kurulu tarafından verilen ihraç kararı olduğu ve genel kurula itiraz edilmesi halinde yönetim kurulunun verdiği ihraç kararının iptalinin istenemeyeceği, aksinin düşünülmesi halinde de davacının kooperatife olan aidat borcunu ihtarnamelere rağmen ödemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa davacı vekili 12.07.2011 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini ve ihraca ilişkin genel kurul kararının iptalini talep ettiğini bildirmiş olup, mahkemece, davalının itirazlarını karşılamayan, denetime elverişli olmayan, yeterli inceleme ve araştırmayı içermeyen bilirkişi raporuna itibar edilerek, hüküm kurulmuştur.
Bu durumda mahkemece, iptali istenen kararın genel kurul tarafından verilen ihraç kararı olduğunun kabulü ile tüm genel kurul tutanakları incelenerek, aidat miktarları ile gecikme halinde belirlenen gecikme faizi borcunun derdest davalara uygulanacağını belirten 6101 S.K’nun 7.maddesi atfıyla 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı TBK’nun 120 maddesine uygun düşüp düşmediğini denetleyen bilirkişiden gerekçeli, açıklamalı ve
denetime elverişli ek rapor veya konsunda uzman olan bir heyetten rapor alınarak oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm tesisi doğru olmamış, mahal mahkeme kararının temyiz incelemesi sonucunda onanmasına dair Dairemizin 07.03.2012 tarih, 2011/4788 esas, 2012/1747 karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, kararın yukarıdaki gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 07.03.2012 tarih, 2011/4788 esas, 2012/1747 karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, kararın yukarıdaki gerekçelerle davacı yararına BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile tashihi karar harcının istek halinde iadesine, 25.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.