Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/374 E. 2012/3145 K. 26.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/374
KARAR NO : 2012/3145
KARAR TARİHİ : 26.04.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen 2004/368 esas sayılı davaların açılmamış sayılmasına, birleşen 2004/389 esas sayılı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün birleşen davada davacı … vekilince duruşmalı, asıl ve birleşen davada davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı … Vek. Av. … gelmiş, davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili, davacıların davalı kooperatifin peşin ödemeli ortağı olduklarını, 30.05.2004 tarihinde yapılan genel kurulda peşin ödemeli ortaklığın geçmişe etkili olarak iptaline karar verildiğini, oysa, peşin ödemeli üyeliğin daha önce yapılan genel kurul tarafından kabul edildiğini, kazanılmış hakların başka bir genel kurul kararı ile kaldırılamayacağını, alınan kararın ek ödeme niteliğinde olduğu ve yeterli nisabın bulunmadığını, ayrıca aynı genel kurulda aylık %5 gecikme faizine karar verildiğini, bunun fahiş olduğunu ileri sürerek, genel kurulda alınan 6 ve 7 nolu kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, genel kurulda alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu, belirlenen aidatları tüm ortakların ödemesi gerektiğini, alınan kararların ek ödeme niteliğinde olmadığını, sabit fiyatla ortak alınacağına dair bir genel kurul kararı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında, asıl dava ve birleşen 2004/368 esas sayılı davaların takip edilmediği, birleşen 2004/389 esas sayılı dosyada davacılar … ve …’in feragat ettiği, birleşen 2004/389 sayılı dosyada …’ın açtığı dava yönünden ise davacının 13.04.1999 tarihinde alınan kararla sabit ödemeli ortak olarak üye kabul edildiği. 29.04.2001 tarihli genel kurulda 132 adet sabit ödemeli üyeliğin kabulünün onaylandığı, davacının iptalini talep ettiği 6 ve 7 numaralı genel
kurul kararlarına muhalif kaldığı, 6’ncı maddede alınan “geçmiş yıllara ilişkin aidat borçlarına eskalasyon farkı uygulanmasına” ilişkin kararın kooperatiflerce alınacak faiz kararlarının geçmişe etkili olmayacağı yönündeki ilkeye aykırı olduğu ancak kararın oybirliği ile alındığı, davacının olumsuz oy kullanmadığı, 7’nci maddede, sabit ödemeli ortak alınmasına ilişkin önceki kararın iptaline karar verildiği, 27.04.1997 ve 29.04.2001 tarihli genel kurullarda sabit bedelle üyeliğe ilişkin yönetim kurulu kararlarının onaylandığı, davacının da sabit ödemeli üye olduğu, alınan kararın kazanılmış hakları ihlal ettiği gerekçesiyle, asıl dava ve birleşen 2004/368 sayılı davanın açılmamış sayılmasına, birleşen 2004/389 sayılı dosyada davacılar … ve…’in davasının reddine, birleşen 2004/389 sayılı dosyada davacı …’ın davasının kısmen kabulüne, 7’nci maddede, sabit fiyatla üye alınmasına ilişkin önceki kararların iptaline yönelik genel kurul kararının iptaline, 6’ncı maddenin iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve katılma yolu ile davacı … vekili temyiz etmiştir.
1) Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden;
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Davacı … vekilinin temyizine gelince;
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. İptali istenen 30.05.2004 tarihli genel kurul tutanağı incelendiğinde davacının 6’ncı maddede alınan karara muhalif olduğu, kararın oybirliği ile alındığına dair ibarenin yanılgıdan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 6’ncı madde yönünden işin esasına girilerek, sabit bedel ödemek suretiyle üye olduğu kabul edilen davacının, bu kabule göre geçmiş borcunun olup olmayacağı ve dolayısıyla dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığının da tartışılması ve uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı … yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, davacının peşin alınan harcının istek halinde iadesine, 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.