Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/3425 E. 2012/4589 K. 04.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3425
KARAR NO : 2012/4589
KARAR TARİHİ : 04.07.2012

Taraflar arasındaki menfi tespit davası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ile davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine başlatmış olduğu icra takibine konu kredi borç senetlerindeki imzanın sahte olduğunu, davalı kooperatif yöneticilerinin kredi işlemleriyle ilgili olarak nitelikli zimmet suçundan ağır ceza mahkemesinde yargılandıklarını, müvekkilinin davalıdan daha önce almış olduğu kredi borçlarını ödediğini ve davalıya borcunun olmadığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının iddialarını ispatlayamadığını, kriminal raporunda senetlerdeki imzaların davacıya ait olduğunun tespiti edildiğini savunarak, davanın reddine ve % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen kriminal, hukukçu bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu senetlerdeki imzaların davacıya ait olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davaya konu icra takibi nedeniyle davacının davalıya 2.540,70 TL borçlu olduğundan, davacının bakiye miktar için borçlu olmadığının tespitine, tespit edilen miktarın % 40’ı oranında tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili ile davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dava, borç senetlerindeki imza inkarına dayalı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılmış olan araştırma somut uyuşmazlığın çözümü için yeterli değildir. Mahkemece alınmış Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi’nin 03.12.2009 tarihli raporunda davaya konu borç senetlerindeki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin bildirilmesi üzerine, Bursa Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü’nün 11.11.2010 tarihli raporu alınmış, bu raporda ise davaya konu senetlerdeki imzaların davacının elinin ürünü olduğunun tespit edilmesi üzerine, 28.12.2010 tarihli duruşmadaki ara kararda söz konusu iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için Ankara Adli Tıp Genel Kurulu’ndan rapor alınmasına karar verilmiş, bu hususta yazılmış olan müzekkereye Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı 21.01.2011 tarihli cevabi yazısında evrakın İstanbul Adli Kurumu Başkanlığı’na gönderilmesinin gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen söz konusu müzekkerenin yazılmamış olduğu görülmüştür. Bu anlamda, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulu’ndan rapor alınması hususunda alınan ara kararı gereği yerine getirilip imza incelemesi konusunda alınmış her iki rapor arasındaki çelişki giderilmeli, ayrıca davalı kooperatifin eski yöneticilerinin davacının iddiaları kapsamında sanık olarak yargılanmakta oldukları Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/29 esas sayılı dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin davacının hukuki durumunu değiştirip değiştirmeyeceği de değerlendirilerek, bu araştırmaların sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının diğer ve davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 04.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.