Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/3333 E. 2012/6353 K. 02.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3333
KARAR NO : 2012/6353
KARAR TARİHİ : 02.11.2012

Davacının açmış olduğu iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahil S..L.. A.Ş. vekili ile A.. Ç.. ve M.. Ö.. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili müvekkilinin 1940 yılından bu yana taşıma işi ile uğraştığını, 1988 yılında şirketleştiğini, tamamı ödenmiş 500.000,-TL sermayesinin bulunduğunu, ağırlıkla Ç.. AŞ. ve P.. ürünlerinin taşınması işini yaptığını, demiryolu nakliyesi için 49 yıllığına lojistik terminal izni aldığını ve işletmeye geçebilmek için 1 lokomotif, 54 taşımaya uygun vagon, 240 konteyner ve 2 de konteyner vinci aldığını, akaryakıttaki fiyat artışı, aşırı rekabet ve iş imkanlarının azalması nedeniyle mali krize girdiğini, bir banka ile yapılan kredi sözleşmesi gereği alınan tutarın 3 yıl vadeli olmasına rağmen, bankanın 2 nci yılda ödeme istemesinin müvekkilini zor duruma soktuğunu ve şirketin borca batık hale geldiğini, Ç.. AŞ. ile akdedilen sözleşme gereğince taşıma işine devam edileceğini, şirket ortağının taşınmazının aynı şirket tarafından kiralandığını, ayrıca terminalin de bir başka şirketçe kiralanmak istendiğini, faaliyet ve kira gelirleri ile dört yılda 7.200.000,-TL ödeme imkanının bulunduğunu ileri sürerek, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, müdahil beyanları, bilirkişi ve kayyım raporları ile tüm dosya kapsamına göre, davacının iyileştirme projesini uygulama çabası içinde olduğu ve hedeflerde sapma bulunmadığı, makine, ekipman ve teçhizatını kiraya vererek gelir elde ettiği, bu yolla borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olduğu gerekçesiyle iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.
Kararı, müdahil S.. A.. vekili ile A.. Ç.. ve M.. Ö.. vekili temyiz etmiştir.
İflasın ertelenmesini isteyen kooperatif ve sermaye şirketlerinin borca batık durumda bulunması (bir diğer ifade ile varlıklarının rayiç değerlerinin borçlarını karşılayamaması), fevkalade mühletten yararlanmamış olması ve sunacakları iyileştirme projesi kapsamında mali durumlarının ıslahının imkân dâhilinde görülmesi gerekir (İİK.m.179). Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tesbiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır (HMK.m.266). Hâkim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tesbit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir.
Somut olayda bilirkişi heyetlerinin vurgulamalarına rağmen davacının borçlarının yargılamanın başından beri netleştirilmediği anlaşılmaktadır. Bu haliyle usulüne uygun biçimde borca batıklık tesbiti yapmaya yasal olanak bulunmamaktadır. Öte yandan, alınan raporlarda sıklıkla mali oranlar üzerinde durulmuş, fakat denetime elverişli bir borca batıklık hesabı ve mali analiz yapılmamış, projenin ciddiliği ve inandırıcılığı üzerinde de yeterince durulmamıştır. Kaldı ki, davacının projesinde sermaye ve kârlılık arttırıcı önlemlerden de söz edilmemiş, faaliyetlerin kısmen devamı ve kısmen de faaliyet dışı kira gelirlerinden bahisle iyileştirme planlanmıştır. Şirketin varlıkları, hükme esas alınan 03.11.2011 tarihli rapora göre 9.389.446,18 TL iken, sermayesinin sadece 500.000,00 TL seviyesinde kalmış olması ve arttırmanın da düşünülmemesi noktasında, projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı üzerinde durulmaması hatalıdır. Raporda borca batıklık tutarı (-) 339.062,32 TL olarak tesbit edilmiş ve varlığa oranla sadece sermaye arttırımı ile dahi borca batıklığın giderilmesi imkanının bulunup bulunmadığı, bu durumun projenin inandırıcılığı üzerindeki etkisi de tartışılmamıştır. İflasın ertelenmesinde şirketin sürdürülebilir bir mali yapıya kavuşması esas olup, tüm borçların ödenmesi gerekliliği aranmayabilir. Nitekim çok sayıda borç yapılandırma protokolü yapıldığı bildirilmişse de, aylık ödeme gücü olarak gösterilen 150.000,00 TL’nin bu protokollerden doğan borcu ödemeye yetip yetmeyeceği ve protokollerle sağlanan vade uzatımlarının şirketin likidite ve nakit akış durumunu ne şekilde etkileyeceği üzerinde de durulmalıdır.
Bu durumda mahkemece davacı şirketin borca batıklık durumunun tereddüde yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda somut verilere dayalı, teknik, denetime elverişli ve detaylı bir inceleme için, dosyanın oluşturulacak uzman bir heyete tevdii ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle müdahil S.. A.. vekili ile A.. Ç.. ve M.. Ö.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.