Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/3104 E. 2012/4767 K. 10.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3104
KARAR NO : 2012/4767
KARAR TARİHİ : 10.07.2012

Taraflar arasındaki birleştirilen genel kurul kararının iptali-menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanın açılmamış sayılmasına, diğer davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı kooperatif vekili Av. Ş.. P.. ile davacı B.. A.. ve bir kısım davacılar vekili Av. N.. G.. ve Av. M.. E.. gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacılar vekili asıl ve birleşen davalarda, müvekkillerinin ortağı olduğu davalı kooperatifin 05.06.2005 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan tüm kararların kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, yönetim kurulunun vekalet ilişkisine müdahale ederek ortakların temsilen oy kullanmalarını engellediğini, gündemin 3. maddesi ile gündemde olmayan ve usulüne uygun şekilde gündeme alınmayan önerge ile kooperatifin önceki yönetim aleyhine açtığı davadan feragatine karar verildiğini, gündemde olmadığı halde ve nisaba uyulmadan gündemin 5. maddesiyle bazı peşin ödemeli ortakların şahsi sorumluluklarının ağırlaştırılarak ek ödeme yükümlülüğü getirildiğini, yönetim ve denetim kurulunun ibrasına, bütçenin kabulüne, aidat alınmasına ilişkin kararlarında usulsüz olduğunu ileri sürerek, anılan genel kurulda alınan tüm kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yönetim kurulunca ortak sayılı bin kişinin üzerinde olan kooperatifte sahte vekaletle oy kullanılamaması için önlem alındığını, genel kurulun 5. maddesiyle alınan kararın ek ödeme yükümlülüğü niteliğinde olmadığından özel nisap aranmayacağını, anılan kişilerin kooperatif genel kurulunun yanıltılarak ortaklığa alındıklarını, imar planına göre 50 m2 dükkan yapılabilecek yere fiilen 125 m2 lik dükkanların yapıldığını, kooperatifçe açılan davadan feragatin oybirliği ile alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacılar B.. A.. ve M.. Y..’ın 21.06.2005 tarihinde genel kurulun iptalini istemelerine rağmen aynı konuda birleşen dava ile yeniden 15.06.2005 tarihinde de dava açtıklarından sonradan açılan davanın derdestlik nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, gündemde olmadığı ve usulüne uygun şekilde gündeme alınmadığı halde eski yöneticiler hakkında açılan davadan feragate ilişkin karara aleyhine dava açılan kişilerin katılması nedeniyle kararın iptali gerektiği, gündemin 4. maddesinde yer alan anasözleşme değişikliğinin toplantıya katılımları usulsüz şekilde engellenen 56 kişinin katılması halinde yeterli nisapla alınmadığı, gündemin 5. maddesiyle asgari alım fiyatı belirlenmeden yönetim kuruluna taşınmaz alım yetkisi verilmesi ile 28 adet dükkan sahibi ortağın elde ettikleri rant nedeniyle kooperatife 90.000 TL ödeme yapmamalarına ilişkin kararda kazanılmış hakların gözetilmemesi, belirlenen miktarın ne şekilde hesaplandığının anlaşılmaması nedeniyle yasa ve anasözleşmeye aykırı olduğu gerekçesiyle davacılar B.. A.. ve M.. Y..’ın mükerrer açtıkları ve birleşen davalarının açılmamış sayılmasına, diğer davaların kısmen kabulü ile 05.06.2005 tarihli genel kurulun 3. maddesindeki açılmış davadan feragate ilişkin kısmı ile gündemin 4 ve 5. maddelerinin iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, genel kurulun 3. maddesinin, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2002/987 Esas sayılı dosyasındaki davadan feragate ilişkin kısmının, toplantıya katılmaması gereken kişilerin katılması nedeniyle iptaline karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 50/2. maddesi hükmü uyarınca, ortaklardan hiçbiri kendisi veya karı ve kocası yahut usul ve füru ile kooperatif arasındaki şahsi işe veya davaya dair olan görüşmelere katılamaz ve oy kullanamaz. Diğer yandan, toplantıya katılan ortakların genel kurul kararının iptalini isteyebilmeleri için alınan karara muhalif kalarak muhalefetlerini toplantı tutanağına yazdırmaları gerekir. İptali istenen karar genel kurula katılan ortaklarca oy birliği ile alındığından davacılardan N.. E.. dışındaki davacıların bu maddenin iptalini istemeleri mümkün değildir. O halde, oylamaya katılmaması gereken kişilerin katılarak oy kullanmasının alınan kararın nisabına etkisi bulunup bulunmadığı üzerinde durularak ve her bir davacının istemi ayrı ayrı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak 3. maddenin anılan kısmının iptaline karar verilmesi doğru değildir.
3- İptaline karar verilen genel kurulun 5. maddesinde, “..381 ada 1 parsel sayılı parselde yer alan küçük çarşı grubunu teşkil eden 28 adet dükkan sahibi ortaklarımızın kooperatif ortakları aleyhine elde ettikleri rant kadar 90.000,00 TL kooperatife ödeme yapmalarına karar verilmesine … “ karar verilmiştir. Mahkemece, anılan karar, bu durumdaki ortakların kimler olduğunun belirtilmemesi, kazanılmış haklara zarar verilmesi ve hesaplamanın dayanağının belirtilmemesi gerekçesiyle iptal edilmiştir. Davalı vekili, anılan parselde dükkan sahibi olan ortakların ortaklığa alınmasına ilişkin 14.08.1994 tarihli genel kurulda dükkanların 75 er m2 olarak inşa edileceğinin belirtilmesine karşılık, fiilen 125 er m2 dükkan yapıldığını savunmuştur. Genel kurul kooperatifin en yetkili organı olup hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararları alabileceği gibi önceden alınan ve uygulanan kararları değişen koşullara göre kazanılmış haklara zarar vermemek koşuluyla değiştirebilir. Somut olayda alınan kararda, 381 ada 1 parseldeki ortakların kazanılmış haklarının ihlal edildiğini kabule olanak bulunmamaktadır. Genel kurulunca alınan karar uyarınca 75 er m2 olarak inşa edilmesi gereken dükkanlar daha büyük olarak inşa edilmiş ise, bu yerlere sahip olan ortakların diğer ortaklar ve kooperatif aleyhine nedensiz şekilde zenginleştikleri kabul edilmelidir. O halde mahkemece, gerekirse konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde keşif yapılmak suretiyle dükkanların genel kurul kararında belirlenenden daha büyük yapılıp yapılmadığı ve bu parselde dükkan sahibi olan kişilerin kooperatif aleyhine zenginleşip zenginleşmedikleri üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı lehine takdir olunan 900,00TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.