Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/2999 E. 2012/4927 K. 13.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2999
KARAR NO : 2012/4927
KARAR TARİHİ : 13.07.2012

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı, davalı kooperatifin 23.01.2011 tarihli genel kurul toplantısında, divan başkanlığının usulüne uygun teşekkül etmediğini, kooperatif eski başkanının toplantıya katılmayanlar yerine temsil belgeleri düzenleyerek kendisine yakın kimselere dağıttığını, yönetim kurulu üyeliğine tek başına aday olunamayacağı, mutlaka liste halinde aday olunması gerektiği belirtilerek adaylık başvurusunun reddedildiğini ileri sürerek, davalı kooperatifin 23.01.2011 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın bir aylık süre içerisinde açılmadığını, ayrıca alınan kararlarda davacının muhalefet şerhi bulunmadığını, divan başkanlığı ile yönetim ve denetim kurulu üyelikleri seçimlerinin usulüne uygun yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının yönetim kurulu üyeliği için tek başına yaptığı adaylık başvurusunun değerlendirmeye alınması gerektiği, ayrıca toplantıya vekaleten katılanlara ilişkin temsil belgeleri ile hazirun cetvelinin birbirini tutmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 23.01.2011 tarihli genel kurul toplantısının iptaline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53 ncü maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. Ancak, anılan hüküm uyarınca, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunmaları halinde alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı oldukları ileri sürülerek iptalleri için açılacak davada genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmaz ise de bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılması zorunludur. Aynı yasanın 98. maddesi yollamasıyla TTK’nun 361/son maddesi hükmüne göre, oylama sonucuna etkisi olabilecek kişiler, somut olayda iddia edildiği gibi, katılmaması gerekipte katılan ve olumlu oy kullanan kimseler olup, davalı kooperatif bu iştirakin karar müessir olmadığını ispatlarsa, bu katılım sonuca etkili olmayacağından, bu halde iptal isteminin aynı madde uyarınca reddi gerekir. Muhalefet şerhi koşulu, TTK’nun 361. maddesinin uygulanması gereken hallerde aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca aranmaz.
Öte yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun toplantı yeter sayısına ilişkin 45nci, temsile ilişkin 49 ncu, kararların geçerliliğine ilişkin 51 nci ve ortakların paylarının artırılmasına ilişkin 52 nci maddelerindeki hükümler emredici nitelikte olduğundan, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK.nun 19. ve 20. maddeleri hükümleri gereğince, mutlak butlanla sakattırlar. Bu tür kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve iptalleri için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerinin koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar.
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilinin dava konusu genel kurulda alınan kararların muhtelif gerekçelerle iptalini istediği, genel kurul tutanağından davacıya ait muhalefet şerhi bulunmadığı ve davanın bir aylık süre geçtikten sonra açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece öncelikle iptali istenen her bir genel kurul kararı ayrı ayrı değerlendirilerek, iptali kabil bir karar mı ya da yoklukla malül bir karar mı olduğu hususu belirlenmelidir. İptali kabil olduğu sonucuna varılan kararlar için 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca muhalefet şerhi koşulu gerçekleşmediği ve davanın bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle reddi gerekir. Yokluk ile malül olduğu sonucuna varılan kararlar yönünden ise muhalefet şerhi ve hak düşürücü süre koşulları aranmaz. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hazirun cetveli ile toplantıya katılmayan üyeler adına düzenlenen vekaletnamelerin birbiri ile uyumsuz olduğu belirtilmiş ancak bu konuda yeterli açıklama yapılmadan bazı kimselerin kooperatif üyesi olmadıkları halde bu belgeler ile oy kullandıkları ve hazirun cetvelinde imzalarının bulunduğu belirtilmiştir. Bu durumda davacıdan, toplantıya katılmayan üyelerin temsiline ilişkin iddiaları ile ilgili açıklama istenerek, iddialarını somutlaştıramadığı takdirde bu yöndeki iddianın dikkate alınmaması; iddialarını somutlaştırması halinde, iddianın bu yönünün de incelenmesi, tarafların tüm iddia, savunma ve dellileri üzerinde kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişiden yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve soyut değerlendirmeler içeren bilirkişi raporuna dayalı olarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.