Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/2955 E. 2012/4240 K. 15.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2955
KARAR NO : 2012/4240
KARAR TARİHİ : 15.06.2012

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar E.. G.. ve N.. G.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Asıl davada davacı E.. G.. vekili, müvekkilinin, davalı kooperatife icra tehdidi ile 35.417,00 TL ödediğini, senet dayanağı ürünlerin müvekkilince alınıp kullanılmadığını, kooperatif müdürü hakkında müvekkili adına yapılan şikayet üzerine başlatılan soruşturmanın devam ettiğini, müvekkilinin yaşlı olması ve kooperatif çalışanlarına güvenmesi sebebiyle aynı gün birden fazla işleme imza attığını ve davalının 8.355,00 TL borç çıkarttığını ileri sürerek, davalı tarafından haksız olarak alınan 35.417,00 TL paranın sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri alınmasına, bu alacağa 17.04.2009 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davalıca alacak olarak gösterilen 8.355,00 TL paranın müvekkilinin borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı N.. G.. vekili, müvekkilinin, davalı kooperatifin ortağı olduğunu, 13.05.2009 tarihli ürün listesinde gösterilen 3500 kg gübreyi ve genel ihtiyaç kredisi 3.570,00 TL’yi almadığını ileri sürerek, kooperatife 7.945,00 TL borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davacıların davalarını yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini savunarak, davaların reddini ve asıl davadaki menfi tebit istemi yönünden kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Müdahiller vekili, müvekkillerinin aleyhlerinde işbu davalardaki esas ilişkiden dolayı kefil sıfatıyla girişilen takiplerin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacı tarafça, yazılı delil sunulmadığı, hile iddiaları yönünden tanıkların dinlenmesi kararlaştırılmış ise de, belirlenen kesin süre içerisinde tanık dinleme masrafları depo edilmeyerek tanık dinletme talebinden vazgeçildiği, davacı ve müdahillerin iddialarını ispat edecek delil bulunmadığı gerekçesiyle davacılar ve müdahillerin davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar E.. G.. ve N.. G.. temyiz etmiştir.
Davalar, davacıların ortağı olduğu kooperatifçe kendilerine verilmeyen ürün ve krediler üzerinden borç tahakkuk ettirildiği iddiasıyla menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Somut olayda, dava konusu edilen hususların, Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/69 esas sayılı dosyasında yargılama konusu olduğu anlaşılmaktadır. BK’nun 53 ncü madde hükmüne ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hakimi, delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile bağlı olduğu gibi, o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleri ile bağlıdır. Davacıların hile iddiaları ceza dosyasında inceleneceğinden ceza mahkemesi dosyasının sonucu beklenmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, davacıların dava dilekçesi ve delil listesinde kooperatif kayıtları ile bilirkişi incelemesine dayanması ve davalının davayı takip etmesi karşısında kooperatif kayıt ve belgeleri üzerinde kooperatif ve hesap konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak, oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, bu husus gözardı edilerek karar verilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar E.. G.. ve N.. G.. temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, adı geçenler yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.