Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/2954 E. 2012/4749 K. 09.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2954
KARAR NO : 2012/4749
KARAR TARİHİ : 09.07.2012

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatife ortak olarak ödemesi gereken miktarı peşin olarak ödeyerek kooperatife ortak olduğunu, karar defterinde ve üyelik belgesinde belirtilen şartlarda bir adet daire satın aldığını, müvekkiline daire verilmediğini ve verilecek bir daire bulunmadığını ileri sürerek, dairenin tapu tescilinin müvekkilinin adına yapılmasına, bu mümkün olmazsa dairenin bugünkü değerinin, Yargıtay içtihatlarında belirtilen usulle hesaplmasının yapılarak faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif temsilcisi, davacının yalnızca 20.000,00 TL ödemesinin olduğunu, bu para karşılığı davacıya daire verilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; resmi şekilde tapu memuru önünde satış olmadan yapılan taşınmaz satış sözleşmelerinin geçersiz olduğu, geçersiz olan bir sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescili davası açılamayacağı, tarafların geçersiz sözleşmeye dayalı olarak ancak verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteme hakkına sahip oldukları, davalı kooperatif temsilcisinin davacının kooperatifte 20.000,00 TL parası olduğunu kabul ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, fazlaya dair taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif ortağına daire verilmemesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
Davalı konut yapı kooperatifinin asıl yükümlülüğü ortaklarını konut sahibi yapmak olup, dava dilekçesinde kooperatifte davacıya verilecek bir konut bulunmadığı iddia edilmiştir. Kooperatif ortağının kooperatiften konut karşılığı tazminat isteyebilmesi için, tüm ortaklar bakımından konut tahsis aşamasına gelindiği ve diğer üyelere tahsis yapıldığı halde davacıya konut tahsis edilmemesi gerekir.
Mahkemece, inşaatların bitip, konut tahsis aşamasına gelinip gelinmediği, tüm ortaklar için bu aşamaya gelinmiş ise davacıya tahsis edilebilecek uygun bir konut olup olmadığı araştırılmalıdır. Eğer davacıya verilebilecek bir konut yoksa o zaman davacı yararına tazminata hükmedilmelidir. Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. (HMK 26/1, HUMK 74) Yargıtay yerleşik uygulamasına göre, bu tür davalarda uygulanması gereken tazminat hesaplama ilkesi aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir.
1-Önce, ortaklara tahsis edilen konut veya işyerinin dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır.
2-Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değeri bulunmalıdır.
3-Bundan sonra, yukarıda (1) numaralı bentte bulunan değerden (2) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır.
4-Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (2) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir.
5-Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (2) numaralı bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda (3) numaralı bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (4) numaralı bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği, orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak, (4) numaralı bentte bulunan miktar, (3) numaralı bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (2) numaralı bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara (4) numaralı bentte bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar, davacı ortağın bu davada kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarını belirleyecek ve mahkemece (talep miktarı aşılmadan) bu miktara hükmedilecektir.
Mahkemece, öncelikle davacıya verilebilecek bir dairenin olup olmadığının tespiti, olmadığının anlaşılması halinde belirtilen ilkeler çerçevesinde davanın yapılacak hesaplama sonucuna göre sonuçlandırılması yerine, yanılgılı gerekçeyle davanın satım akdinin geçersizliğinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilerek yazılı şekilde sonuca ulaşılarak, tesis edilen hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.