Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/294 E. 2012/3027 K. 24.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/294
KARAR NO : 2012/3027
KARAR TARİHİ : 24.04.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız, davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde davalı vekili Av. … gelmiş, davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortaklığından istifa ettiğini iddia eden davalının müvekkili aleyhine başlattığı takipten müvekkilinin geç haberdar olması nedeniyle takibin kesinleştiğini, önceki yönetimin kooperatif defter ve belgelerini yeni yönetime teslim etmediğini, davalının ortaklık, istifa ve aidat ödemelerinin gerçek olmadığını, kayıtlarda davalının ortaklığına ve ödemelerine ilişkin bir bilgi bulunmadığını ileri sürerek, … 3. İcra Müdürlüğü’nün 2008/4725 sayılı dosyasında ödenen 2.750,00 TL’nin faizi ile birlikte istirdadına, müvekkilinin takip nedeniyle 17.250,00 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 02.01.2009 tarihli ıslahla takip konusu 59.213,94 TL yönünden borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı vekili müvekkilinin ortaklıktan istifa ettiğini, haciz sırasında kooperatif yöneticilerinin takibe ve borca itiraz etmediklerini belirterek borca kısmen kefil olduklarını, davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının, davacı kooperatifin ortağı olduğu, davalı ortağın istifasına ilişkin kooperatif kayıtlarında bilgi bulunmadığı gibi, davalının da istifa dilekçesini ibraz etmediğinden davalının ortaklıktan istifa ettiğini kanıtlayamadığı, ödeme emrinin borçlu kooperatife 09.07.2008 tarihinde tebliğ edildiği ve istirdat davasının İİK.’nun 72/7. maddesindeki bir yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığından 2.750,00 TL ‘nin istirdadı isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının 17.250,00 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine,istirdat isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, davalı ortakça çıkma alacağının tahsili amacıyla başlatılan takip nedeniyle kooperatifin borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı, kooperatif ortaklığından 19.11.2007 tarihinde istifa ettiğini savunmuş, mahkemece kooperatifin 2008 yılı öncesi defter ve kayıtlarının bulunmadığı ve davalının istifayı kanıtlamadığından çıkma alacağının muaccel hale gelmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalının adının
istifayı takip eden 29.12.2007 tarihli ve sonraki genel kurulların hazirun cetvellerinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan, davalı ortak 17.06.2008 tarihli noterden keşide edilen ihtarla , kooperatif ortaklığından 19.11.2007 tarihli dilekçesiyle istifa ettiğini, kooperatife ödediği aidatların iadesini istemiş, ihtar 18.06.2007 tarihinde davalı kooperatife tebliğ edilmiştir. Kooperatifçe anılan ihtara itiraz edilmediği gibi çıkma payı alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe de itiraz edilmemiştir. Kesinleşen takip üzerine yapılan hacizlerde, kooperatif yöneticileri istifaya ve borca itiraz etmemişlerdir. Mahkemece, belirlenen bu olguların, davalı ortağın istifasının davacı kooperatifçe benimsendiği anlamına gelip gelmediği üzerinde durulmamıştır. O halde, mahkemece, davacı kooperatifin ortaklarına ilişkin kayıtların Ticaret Sicili Müdürlüğünde bulunup bulunmadığı sorularak ve yukarıda açıklanan hususlar üzerinde durularak davalının istifasının kooperatifçe benimsenip benimsenmediği, benimsenmiş ise istifasının hangi tarihte gerçekleştiği belirlenerek, 1163 sayılı Kanunun 17. ve anasözleşmenin 15. maddesine göre ayrılmanın gerçekleştiği yıl bilançosuna göre hesaplanacak çıkma payı alacağının takip tarihinde muaccel olup olmadığı ve davalının ne kadar çıkma payı alacağı bulunduğu belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
2- Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 900,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.