Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/291 E. 2012/3123 K. 26.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/291
KARAR NO : 2012/3123
KARAR TARİHİ : 26.04.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. … … ile davalı vekili Av….gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi iken, davalı kooperatif ile imzalanan 04.03.2010 tarihli “Protokol” ile davalı kooperatifte bulunan üç adet üyeliğini 725.000,00 TL bedelle davalıya bıraktığını, protokolün 5. maddesinde belirlenen bedelden 10.03.2010 tarihinde ödemesi gereken 150.000,00 TL, 10.04.2010 tarihinde ödenmesi gereken 150.000,00 TL ve 10.05.2010 tarihinde ödenmesi gereken 125.000,00 TL olmak üzere toplam 425.000,00 TL’nin ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından … 29. İcra Müdürlüğü’nün 2010/7852 sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ancak davalının itirazı nedeni ile takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı tarafından aynı protokole dayalı olarak davalı hakkında başlatılan … 29. İcra Müdürlüğü’nün 2010/9564 ve aynı İcra Müdürlüğü’nün 2010/12126 sayılı dosyalarına davalı kooperatifin yaptığı itirazların iptali için açtığı davaların asıl dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafı temsilen dava dışı kardeşi … ile davalı kooperatif yönetimi arasında 04.03.2010 tarihli protokol imzalandığını, ancak daha sonra yapılan incelemede davacı adına işlem yapılan dava dışı kardeşi …’na davacı tarafından verilen vekaletnamede, davacı adına kooperatif hisselerini devralmak, senet tanzim etmek, senetleri almak vs. gibi hususlarda yetki verilmediğinin anlaşıldığını, durumun …’na şifahen bildirilmesi üzerine davacı tarafından çekilen 05.04.2010 tarihli ihtarnamede, işlemlerin bilgisi dahilinde yapıldığının ve dükkanları devre hazır olduğunun ihtar edildiğini, ancak hem davacı adına hareket eden …’nun yetkisiz oluşu hem de davalı kooperatif genel kurulu tarafından yönetim kuruluna üyelerin hisselerini almak hususunda yetki verilmediği için davacının dayanağı olan protokolün geçersiz olduğunu, davalı kooperatif anasözleşmesinin 13. maddesinin kooperatiften çıkma konusunu düzenlediğini, bu madde uyarınca, hesap süresi sonunda bir ay önce davacının yönetim kuruluna çıkma hususunda başvuruda bulunması gerektiğini, oysa davacının böyle
bir başvurusu olmadığını, ayrıca davacının müvekkiline ödemesi gereken aidat, şerefiye, katılım ve kredi borçlarını ödemediği için ihtarnameler çekilerek 18.06.2010 tarihli genel kurul kararı ile davacının üyelikten ihraç edildiğini, davacı ile imzalanan 04.03.2010 tarihli prokolün de iptaline karar verildiğini, bir an için davacının, üyelikten çıktığının kabul edilmesi halinde bile davacının çıkma payının yıl sonu bilançosunun genel kurulca kabul edilmesinden sonra iade edileceğini savunarak, davanın ve birleşen davaların reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre; ortaklık devir işlemlerinde devreden ortak ile devralan kişi arasındaki devir işlemine, devir protokolüne ve devir bedeline kooperatifin müdahale etmesinin söz konusu olamayacağı, anasözleşme ve Kooperatifler Kanunu’na göre ortaklık payının ortaklık niteliklerini taşıyan kimselere devredilebileceği, somut olayda davacının üç adet ortaklık payının davalı kooperatif tarafından devralınması hususunda, taraflar arasında protokol düzenlenmesinden önce yapılan genel kurullarda yönetim kuruluna yetki verilmediği gibi, protokol tarihinden sonra yapılan 18.06.2010 tarihli genel kurul gündeminin 7. maddesinde protokolün iptaline karar verildiği, adı geçen 04.03.2010 tarihli protokolün, davalı kooperatif yönetim kurulunun; Kooperatifler Kanunu ve anasözleşme hükümleri ile genel kurul kararları ile verilen yetkiler aşılarak imzalanmış olduğundan geçersiz olduğu, davacıya avans niteliğinde ödeme yapılmasının protokole geçerlilik kazandıramayacağı gerekçesiyle, davanın ve birleştirilmesine karar verilen davaların reddine, davalı kooperatifin birleştirilen davalarda talep ettiği kötüniyet tazminatının da reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle 04.03.2010 tarihli protokolün davacının davalı kooperatif üyeliğinden çıkmasına ilişkin olarak düzenlenmiş olmasının kabulü halinde bile davacının talep tarihleri itibari ile alacakları muaccel olmadığından mahkemece davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.