Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/2835 E. 2012/4575 K. 03.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2835
KARAR NO : 2012/4575
KARAR TARİHİ : 03.07.2012

Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin ve borçlu olmadığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı C.. Y..’in peşin ortaklık payını devralarak davalı kooperatife peşin ödemeli ortak olduğunu, yönetim kurulunca müvekkilinin peşin ödemeli ortaklığının kabul edilerek daire teslimine kadar aidat borcu bulunmadığına karar verilmesine rağmen, davalı kooperatifçe peşin ortak olan müvekkilinden aidat istendiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatife peşin ortak olduğunun ve aidat borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre,davacının, dava dışı C.. Y..’in dava konusu C Blok 1. kat 11 nolu daireye ilişkin payını şartlı üye olarak satın aldığı, devrin yönetim kurulunca kabul edildiği ve davacının, davalı kooperatife aidat borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının, davalı kooperatifin ortağı olduğunun ve kooperatife borcu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davacının, davalı kooperatife peşin ödemeli ortak olduğunun ve kooperatife aidat borcu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Esasen, davalı vekilinin keşifteki beyanından davacının kooperatife ortak olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın peşin ödemeli ortak olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının aidat borcu bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, aidat borçları ve ödemeler genel kurul kararlarına göre tespit edilmemiş olup, rapor, iddia ve savunmayı karşılayabilecek nitelikte ve dosya kapsamına uygun değildir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı
istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsemedikçe 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz.
Bu durumda, mahkemece, kooperatifin defter ve kayıtları ve tüm genel kurul kararları üzerinde bilirkişiye inceleme yaptırılarak, davacı ve ortaklığı devraldığı C.. Y..’nin sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa kabulü konusunda genel kurulca bir karar verilip verilmediği ya da bu hususun genel kurulca benimsenip benimsenmediği saptanıp, buna göre peşin ortaklık mevcut ise davacının genel idare ve alt yapı giderlerinden borcu bulunup bulunmadığı, peşin ortaklık mevcut değil ise inşaat finansman giderleri dahil tüm aidat borcundan sorumlu olduğu ilke olarak benimsenip, uygun sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken, bu hususlar üzerinde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2- Davacının peşin ödemeli ortak olduğunun tespiti yanında kooperatifçe istenen 23.915,00 TL aidat nedeniyle borçlu bulunmadığının tesbitini istemesi karşısında eksik harç ikmal edilmeden menfi tespit davasının esasına girilerek karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.