Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/2815 E. 2012/4558 K. 03.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2815
KARAR NO : 2012/4558
KARAR TARİHİ : 03.07.2012

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, davalının kooperatif yönetim kurulu üyesi olduğu dönemle ilgili olarak zimmetinde görünen paranın tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğun ileri sürerek, itirazın 14.000,00 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına ve asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 25.03.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile talep 15.157,34 TL’ye çıkartılmıştır.
Davalı vekili, davanın Kooperatifler Kanun’unun 98.maddesi yollamasıyla TTK’nın 341.maddesi uyarınca açılan sorumluluk davası olduğunu, davanın açılabilmesi için genel kuruldan karar alınması ve davanın denetçiler tarafından açılması şartlarının yerine getirilmediğini, ayrıca ilgili dönemde görev yapan tüm yönetim kurulu üyelerine husumet yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili ibra edildiğinden sorumluluk davası açılamayacağını, davanın mesnetsiz iddialara dayandırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 11.10.2009 tarihi itibariyle kooperatif kasasında 14.857,34 TL olması gerektiği, bu paranın yeni yönetime teslim edildiğinin ispatlanamadığı, ayrıca aidat olarak tahsil edilen 300,00 TL’nin de tahsilat olarak kaydedilmediği gerekçesi ile, davanın ıslah dilekçesinde belirtilen miktar üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, yönetim kurulu üyesinin sorumluluğuna ilişkindir. Kooperatifler Kanunu’nun 98’nci maddesi yollaması ile dava ve karar tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nun 341’nci maddesi gereğince, yöneticilere karşı sorumluluk davasının görülebilmesi, genel kurulun bu yönde karar alması ve davanın denetçiler tarafından açılmasına bağlıdır. Somut olayda, genel kurulda sorumluluğa ilişkin karar alınmışsa da dava yönetim kurulunca verilen vekaletle açılmış ve aynı vekil tarafından takip edilmiştir. Yalnızca denetçilerden F.. A.., 18.05.2011 tarihinde, muvafakatini içerir dilekçeyi mahkemeye sunmuştur. Ancak, denetçilerin muvafakat beyanı ile yetinilmesi doğru değildir. Davanın devamı sırasında görevde olan denetçilerin ya bizzat veya vekalet vererek avukat aracılığıyla davayı takip etmeleri gerekir. Bu durumda, mahkemece, davacı tarafa HMK’nun 52 nci, 53 ncü ve 54 ncü ( HUMK’ nun 39. ve 40.) maddeleri uyarınca uygun bir kesin süre verilerek, davanın gelindiği aşamada görevde olan denetçilerin davayı açan vekile vekaletname vermesine ya da asıl olarak davayı takip etmelerine olanak tanınması, verilen süre içerisinde vekaletname vermezler ya da davayı asil olarak takip edeceklerini bildirmezler ise, davanın açıklanan usul yönünden reddedilmesi gerekir. Mahkemece, açıklanan usul gözetilmeksizin, doğrudan esasa girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.