Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/2778 E. 2012/4081 K. 11.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2778
KARAR NO : 2012/4081
KARAR TARİHİ : 11.06.2012

Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı, 28.03.2010 tarihli genel kurulda divan başkanlığını ortaklıktan ihraç edilen ve davacı ile şahsi uyuşmazlıkları bulunan ortak F..B..’ın yaptığını, ortaklıktan ihraçları görüşülecek ortaklar genel kurul salonunda bulunmakta iken haklarında oylama yapıldığını, daha önce kooperatif ile ticari faaliyetleri bulunan ortakların da yönetim ve denetim kurulunun ibralarında, bilançonun kabul ve reddine oy kullandıklarını, önceki genel kurulda 40 ortaktan söz edildiği halde dava konusu genel kurula 20 ortak katıldığını, ortakların tespiti halinde bu genel kurulun yok hükmünde olduğunu, yeni yönetime olağanüstü genel kurul yapılacağı bilinmediği halde 2010 yılında yapılacak bir olağanüstü genel kurula kadar 20.000,00 TL harcama yetkisi verildiğini ileri sürerek, kooperatifin 28.03.2010 tarihli genel kurulunda alınan tüm kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı temsilcisi, cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, alınan genel kurul kararının kanun ve kooperatif anasözleşmesine aykırılığı tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
1) Dava, kooperatif genel kurul kararı iptali istemine ilişkindir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388 nci maddesinin 3 ncü bendine ve temyiz inceleme tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesine göre, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. Yine Anayasa’nın 141 nci maddesinin 3 ncü fıkrası hükmü de tüm mahkeme kararının gerekçeli olmasını amir bulunmaktadır. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’ un 428 nci maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir anlatımla Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Açıklanmaya çalışıldığı üzere, mahkemece, tarafların tüm delillerinin açıkça değerlendirilerek davanın hangi gerekçeyle reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkını ihlal edecektir. Somut olayda, mahkemenin “genel kurul kararının kanun ve kooperatif anasözleşmesine aykırılığının tespit edilemediği” şeklindeki gerekçesinin anılan ilkelere uygun ve yeterli bir gerekçe olarak kabulü mümkün olmadığından, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.