Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/2755 E. 2012/4301 K. 25.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2755
KARAR NO : 2012/4301
KARAR TARİHİ : 25.06.2012

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatifin imtiyazlı üyesi iken 26.03.2006 ve 25.03.2007 tarihli genel kurullarda arsa sahibi üyeler ile diğer kooperatif üyeleri arasındaki ayrımın terk edilerek aidat talep edildiğini, anılan genel kurullarda aidat konusunda alınan bu kararların iptali konusunda devam eden yargılamaların olduğunu, davalının, müvekkiline karşı icra takibi başlattığını, haciz ve icra inkar tazminatı baskıları altında bütün borçların müvekkili tarafından ödendiğini ileri sürerek, anılan genel kurul kararları gereğince fazla ve gereksiz yapılan ödemelerden şimdilik 7.300,00 TL’ nin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; anılan davaların genel kurul kararlarının iptaline ilişkin olduğu, aidat ödemeleri nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti yolunda açılmış bir dava olmadığı, davacının iadesi talep olunan döneme ait olarak son aidat ödemesini herhangi bir itirazda bulunmadan ve menfi tespit davası açmadan 31.12.2008 tarihinde yaptığı, bu davayı İİK’nun 72. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra 18.06.2010 tarihinde açtığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Davalı kooperatifçe davacı aleyhine aidat borcu ile ilgili toplam 5.299,40 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davacının ise, genel kurul kararlarına göre fazla alındığı iddia edilen 7.300,00 TL ödemenin tahsili istemiyle bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla eldeki mevcut dava, İİK’ nun hükümlerine göre açılmış bir dava olmayıp genel hükümlere göre açılan bir alacak davası olduğundan mahkemenin, özel nitelikteki anılan Kanun hükümlerine göre süresi içinde davanın açılmadığından bahisle davanın reddine karar vermesinde isabet görülmemiştir.
2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.