Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/2569 E. 2012/6877 K. 22.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2569
KARAR NO : 2012/6877
KARAR TARİHİ : 22.11.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen alacak davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 22.02.2012 gün, 2011/2725 Esas, 2012/1272 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
– KARAR –
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, 1999 yılı Ocak ayı ile 2000 yılı Aralık ayı arasındaki döneme ait aidatların ve gecikme cezalarının ödenmemiş olması nedeniyle davalıya karşı icra takibine girişildiğini, ancak davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 22.02.2012 günlü ilamı ile onanmıştır.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir. Bu açıdan davalının yapmış olduğu tüm ödemeler, ödeme makbuzları ve banka kayıtları birlikte incelenerek davalının fazla ödemesi olup olmadığı hususları üzerinde de durularak konusunda uzman bilirkişi heyetinden denetime elverişli ayrıntılı açıklamalı yeni bir rapor alınması ve varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir.
2-Mahkemece karar verildikten sonra temyiz aşamasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanun’un 7. maddesinde aynen “Türk Borçlar Kanunu’nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesindeki “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını %50 fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının %100 fazlasını aşamaz. Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdi faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesinde düzenlenen anapara faiz olmayıp 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin kanun’un 2/1. maddesi gereğince bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu sözleşmeyle aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faiz oranını belirlerken, yukarıdaki belirtilen 6098 sayılı TBK’nun 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır. Davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nun 120/2. maddesine düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının %100 fazlasını aşamayacaktır.
Bu durumda, mahkemece karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş ve işleyecek temerrüt faiz oranı ve miktarı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekirken, Dairemizin 22.02.2012 günlü, 2011/2725 Esas, 2012/1272 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 22.02.2012 günlü, 2011/2725 Esas, 2012/1272 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile karar düzeltme harcının istek halinde iadesine, 22.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.