Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/2178 E. 2012/4837 K. 11.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2178
KARAR NO : 2012/4837
KARAR TARİHİ : 11.07.2012

Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan kira kaybı bedeli istemine ilişkin asıl davanın ve uğranılan zararların tazmini istemine ilişkin karşı davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı, asıl davanın davacı N.. G.. açısından kısmen kabulüne, diğer davacı M.. G.. açısından kabulüne ve karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Asıl dava davacısı-karşı dava davalısı M.. G.. vekilinin temyiz istemi süresinde yapılmış ise de, temyiz dilekçesinden sonra sunduğu duruşma talepli ikinci dilekçesi temyiz süresi geçtikten sonra sunulduğundan, süresinde yapılmayan duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve taraf vekillerinin temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-
Davacılar-karşı davalılar vekili, müvekkilleri arsa malikleri ile davalı şirket arasında 14.01.1998’de arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gereğince davalının inşa etmesi gereken dört bloktan üçünün inşa edildiğini, inşa edilmeyen bloktan dört bağımsız bölümün müvekkillerine verileceğinin kararlaştırıldığını, teslim süresinin çok önce sona ermesine rağmen inşaata bile başlanmadığını, bu nedenle müvekkillerinin zarara uğradığını, sözleşmede her bir bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi durumunda aylık 200 DM gecikme tazminatı kararlaştırıldığını ileri sürerek, dairelerinin yapılmaması nedeniyle 25.03.2001 tarihinden itibaren işleyecek gecikme tazminatı bedeli 20.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; dava devam ederken dairelerin yapılmaması nedeniyle talep edilen tazminat taleplerini atiye bıraktıklarını belirtmiş; davacı N.. G.. vekili 10.000,00 TL olan gecikme tazminatı taleplerini ıslah ederek 27.750,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; her iki davacı vekilleri de davalı-karşı davacının karşı davasında ileri sürülen iddia ve taleplerin haklı olmadığını savunarak, karşı davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı-karşı davacı vekili, sözleşme akdedildiğinde davacı N.. G..’in Belediye başkanı olduğunu, adı geçen davacının müvekkiline hatalı imar bilgileri vererek proje çizdirdiğini, imar bilgilerinin değişmiş olduğu gerekçesiyle yeniden proje çizdirilmek zorunda kalındığını, iki parsel üzerine dört blok inşa edilecekken, parsellerden bir tanesinden yol geçirilmesi nedeniyle bölündüğünü, bölünen parsel için ruhsat alınmış olmasına rağmen 1999 yılındaki iki deprem nedeniyle inşaata başlanamadığını, iki yıllık ruhsat süresinin de dolduğunu, depremden sonrasında arsa için önce üç kat, sonra beş kat ruhsat verildiğini savunarak, davacıların davasının reddine karar verilmesini istemiş; sözleşme tarihinde Belediye başkanı olan davacı-karşı davalı N.. G..’in arsaların imar durumunu biliyor olmasına rağmen uygulanamayacak sözleşme ve proje yaptırdığını, ilk projenin kabul edilmemesi nedeniyle ikinci proje için 10.000,00 TL harcandığını, ilk proje uygulansaydı A ve B blokların sobalı yapılacağını, parsellerden bir tanesi bölününce bu imkanın ortadan kalkarak binaların kaloriferli yapılması nedeniyle 15.000,00 TL zarara uğranıldığını, aynı nedenlerle kapıcı dairesinin dışarıda yapılması nedeniyle 15.000,00 TL ve belediyeye otopark ücreti ödenmesi nedeniyle de 10.000,00 TL zarara uğranıldığını ileri sürerek, toplam 50.000,00 TL tazminatın ticari faiziyle davacılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen 29.05.2008 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dördüncü bloğun inşa edilmemesi için davalının geçerli bir sebebinin bulunmadığı, 1999 yılındaki her iki depremin inşaatın yapılmasını etkilemediği gerekçesiyle, davacı N.. G..’in davasının kısmen kabulü ile ıslah edilen miktar dikkate alınarak toplam 22.796,27 TL gecikme tazminatı alacağının 10.01.2002-10.06.2007 arasındaki dönem için tahakkuk ettiği aylardan itibaren yasal faiziyle tahsiline; davacı M.. G..’in davasının kabulü ile toplam 10.000,00 TL gecikme tazminatı alacağının 10.01.2002-10.07.2004 arasındaki dönem için tahakkuk ettiği aylardan itibaren yasal faiziyle tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına; karşı dava hakkında da karşı davacının 9.200,00 TL proje bedelinin ve 15.030,00 TL kalorifer farkı bedelinin talep etmesinin haklı olduğu gerekçesiyle, karşı davanın kısmen kabulü ile toplam 24.230,00 TL’nin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle karşı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl dava davacısı-karşı dava davalısı M.. G.. vekilinin asıl dava açısından tüm temyiz itirazları; asıl dava davacısı-karşı dava davalısı N.. G.. vekilinin asıl dava açısından aşağıdaki 3. bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları; asıl dava davalısı-karşı dava davacısı yüklenici şirket vekilinin karşı dava açısından tüm, asıl dava açısından aşağıdaki 4. bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Asıl dava davacıları-karşı dava davalıları vekillerinin karşı davaya ilişkin temyiz istemleri açısından; asıl dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince hiç teslim edilmemiş dört adet daire için gecikme tazminatı bedelinin tahsili ve karşı dava da aynı sözleşme kapsamında yüklenici karşı dava davacısının uğradığı zararların tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece asıl dava davacısı N.. G..’in talebinin ıslah işlemi de dikkate alınarak kısmen kabulüne, asıl dava davcısı M.. G..’ in talebinin kabulüne ve karşı
davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yanılgılı değerlendirmelerle söz konusu sonuca varıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre karşı dava davacısı yüklenici vekili, ilk olarak inşa edilmesine karar verilmiş dört bloğun ikisinin sobalı, diğer ikisinin de kaloriferli yapılmasının kararlaştırıldığını, ancak davaya konu bloğun yapılamadığını, bunun haricindeki sobalı olarak yapılması gereken bloğun da imar planı değişikliği nedeniyle sobalı olarak yapılmak zorunda kalındığını ileri sürmüşse de, yapılan daireler kaloriferli olduğundan ortaya çıkan sonuçtan yüklenici de yararlanmış olup yüklenicinin daha yüksek fayda elde edebileceği bir sonuca yöneldiği anlaşılmıştır. Ayrıca yüklenici vekilinin savunmasına konu imar durumu ve proje konusunda da arsa sahibi N.. G..’in, yüklenici şirketin iradesini fesada uğratarak kandırdığı da ispat edilemediğinden yüklenicinin açmış olduğu karşı davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
3) Asıl dava davacısı-karşı dava davalısı N.. G.. vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz istemi açısından; mahkemece hükme esas alınmış 29.05.2008 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği ve sözleşmede de öngörüldüğü üzere, davaya konu bağımsız bölümlerin teslim tarihinin yani davalı yüklenicinin teslim borcu açısından temerrüt tarihinin 10.12.2001 tarihi olmasına göre, mahkemece kira kaybı hesabının 10.12.2001’den başlayacak şekilde yapılması gerekirken, 10.01.2002’den başlayacak şekilde hesaplanmış olması doğru görülmemiştir.
4) Asıl dava davalısı-karşı dava davacısı yüklenici şirket vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz istemi açısından; arsa sahibi davacılar dava tarihinden önce gecikme tazminatı talep ederek davalı yükleniciyi Bolu 1. Noterliğinin 1502 yevmiye numaralı ve 15.03.2006 tarihli ihtarnameyle BK’nun 101. maddesine göre temerrüde düşürmüş olduklarından, bağımsız bölüm başına her ay tahakkuk edecek 200 DM gecikme tazminatı miktarı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın efektif satış kuruna göre bulunacak TL karşılığının toplamı üzerinden tespit edilecek gecikme tazminatı miktarına, ihtarnamenin tebliğ tarihi 18.03.2006’dan itibaren davacılar lehine faiz işletilmesi gerekirken, taraflar arasında kira akdi varmışçasına ve talepte olmadığı halde tahakkuk eden her ay itibariyle faiz işletilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl dava davacısı-karşı dava davalısı N.. G.. vekilinin asıl davaya ilişkin tüm temyiz itirazları; asıl dava davacısı-karşı dava davalısı M.. G.. vekilinin asıl davaya ilişkin diğer temyiz itirazları; asıl dava davalısı-karşı dava davacısı yüklenici şirket vekilinin karşı davaya ilişkin tüm, asıl davaya ilişkin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl dava davacıları-karşı dava davalıları vekillerinin karşı davaya ilişkin tüm temyiz itirazlarının kabulüne, ( 3 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl dava davacısı N.. G..’in asıl davaya ilişkin diğer temyiz itirazının kabulüne, ( 4 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl dava davalısı yüklenici şirketin asıl davaya ilişkin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, belirtilen şekilde taraflar yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı-karşı davacı şirketten alınmasına, davacı-karşı davalı M.. G..’in fazla yatırdığı, davacı-karşı davalı Nejdet Gören’in peşin harçlarının istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.