Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/1905 E. 2012/3367 K. 04.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1905
KARAR NO : 2012/3367
KARAR TARİHİ : 04.05.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin olarak Dairemizin 17.11.2011 gün ve 2011/456 esas 2011/1817 karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
– KARAR –
Davacı vekili, davalının, müvekkili ile dava dışı … Holding A.Ş. arasında akdedilen kredi sözleşmesine, müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza koyduğunu, oluşan borca dayalı olarak aleyhlerinde, … 14. İcra Müdürlüğü’nün 2003/18740 sayılı dosya ile 1.200.000,00 TL üzerinden iflas yolu ile takibe girişildiğini ve takibin itiraz üzerine durduğunu, davalının şirket olması nedeniyle iflasa tâbi şahıslardan olduğunu, temerrüde düştüğünü, faize itirazının yersiz olduğunu ileri sürerek, itirazın kaldırılmasına ve davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Yargılama aşamasında … vekili davaya müdahale etmiştir.
Mahkemece, davalı şirketin Tasfiye Komisyonu tarafından tasfiyesine başlandığı ve ticaret sicilinden terkin edildiği gerekçesiyle konusuz kalan iflas talebi hakkında karar vermeye yer olmadığına, alacağa ilişkin talebin masaya kayıt davası olarak görülmesi sonucunda 10.932.536,43 TL’nın masaya kaydına ve düzenlenecek sıra cetvelinde dikkate alınmasına dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 17.11.2011 tarih, 2011/456 E. 1817 K. sayılı ilamıyla, “dava bir tahsil davası olmayıp, borçlunun iflasına karar verilemeyeceği yargılama aşamasında anlaşıldığından, davanın reddine dair hüküm kurulmasıyla yetinmek gerekirken yazılı şekilde sıra cetveline kayıt kararı verilmesi doğru değilse de, davalının kayda ilişkin kararı temyiz itirazına konu etmemesine ve temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni” yapılmadığı gerekçesiyle onanmıştır.
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK’nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, takdiren 203,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 04.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.