Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/1289 E. 2012/3229 K. 02.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1289
KARAR NO : 2012/3229
KARAR TARİHİ : 02.05.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, kooperatifin üyesi olan davalının genel kurulda karar altına alınmış olan aidat borcunu ödemediğinden bahisle aleyhine girişilen icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı, davacıya borcu olmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, kooperatifin üç yıl üst üste genel kurul yapmamış olması sebebiyle dağıldığını, iflas kararından çok önce kooperatifle fiili ve hukuki irtibatının son bulduğunu ve üyelikten ayrılmış olduğunu savunarak, davanın reddine ve kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara, benimsenen bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre, davalının kooperatif üyeliğinden ayrıldığı ispat edilemediğinden üye olduğunun kabulünün gerektiği, davalının genel kurulda karar altına alınmış olan aidat borcunu ödemediği ve asıl alacağın likit olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
1- Dava, kooperatif aidatının tahsili amacıyla davalı aleyhine girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’nun 1/1. maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Anılan kanunun 8. maddesinde sulh hukuk mahkemesinde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hâkimlerini görevlendirdiği dava ve işler denilmiştir. Buna göre, bir davanın sulh hukuk mahkemesinde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesinde, bu Yasa’dan doğan uyuşmazlıklara ilişkin hukuk davalarının ticari dava olduğu kabul edilmiş, TTK.nun 5/1. maddesinde ” Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir. ” hükmüne yer verilmek suretiyle sulh hukuk mahkemesi de ticari davalara miktar itibariyle bakmakla görevli kılınmıştır.
Somut olayda ise davalı davacının iddialarına karşı, salt ödeme ve benzeri nedenlere dayanarak borçlu olmadığını değil, üyelikten ayrılmış olduğunu ve bu nedenle aidat
borcundan sorumlu olmayacağını savunduğundan, çekişmeli olan üyeliği nedeniyle davalının hukuki durumun belirlenmesine de yönelik olan bu dava, salt malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden, görev hususunun parasal değerlere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, davalının üye olmadığı ve dolayısıyla aidat borcu bulunmadığı yönündeki savunması ile arasındaki bağlantı nedeniyle davaya konu uyuşmazlık, esasen ticari davalara salt değerine göre görevli olan sulh hukuk mahkemesinde görülemez. Bu durumda salt mal varlığı hukukuna dayalı olmayan işbu davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 02.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.