YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1219
KARAR NO : 2012/3020
KARAR TARİHİ : 24.04.2012
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, kooperatif üyesi davalının, ödemediği adiat borçlarının tahsili için başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kooperatife borcu bulunmadığını aidatlarının tamamını ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının normal bir üyenin ödemesi gereken toplam aidattan daha fazla ödeme yaptığı, kooperatife borcu bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ödenmeyen aidat borcunun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Takip talebi ile 1997 yılı Temmuz ayından 2007 yılı Eylül ayına kadar ödenmediği ileri sürülen 14.041,54 TL aidatın işlemiş ve takip tarihinden sonra işleyecek faizi ile birlikte tahsili istenmiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda, seçenekli hesaplama yapılmış ve her iki seçeneğe göre de davalının fazla ödemesi olduğu, kooperatife borcunun bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporu somut uyuşmazlığının çözümü için yeterli değildir. Bilirkişi raporunda birinci seçenekte, BK’nun 84.maddesi dikkate alınmadan, davalı tarafça yapılan toplam ödemeye göre, sonuca gidilmesine karşın; BK’nun 84. maddesine göre hesaplama yapılan ikinci seçenekte ise, ödemelerin güncellenmiş değerine göre davalının fazla ödemesi olduğu belirtmiştir. Fakat ödemelerin niçin güncellendiği ve güncellemede hangi tarihin esas alındığı açıklanmamıştır. Ek raporda ise, asıl rapordaki tespitler tekrarlanmış ve BK’nun 84.maddesine göre uygulama yapıldığına dair bir kayda rastlanmadığı vurgulanmıştır. Oysa bu yönde bir uygulamanın bulunup bulunmadığı değil, aksi yönde bir uygulamanın bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Zira, BK’nın 84.maddesine göre kısmi ödemeler öncelikle faizden mahsup edilir. Bu ilke, aksi yönde bir genel kurul kararı alınmadıkça veya davacının aksi yönde uygulaması bulunmadıkça, kooperatif alacaklarında da uygulanır. Bu madde hükmünün uygulanmasına ilişkin genel kurulda bir karar alınması gerekmemekte, aksi yönde bir karar alınmamış olması ya da aksi yönde bir uygulama bulunmaması yeterli olmaktadır.
Yapılan açıklamalara göre, somut olayda doğru hükme varabilmek için öncelikle, takip talebi de gözetilerek davalının, ödemesi gereken aidat miktarı, varsa geciken ödemeler, dayanak genel kurul kararları da gösterilmek suretiyle her ay için tek tek hesaplanmalı, yine geç ödemeler nedeniyle uygulanacak faiz oranlarına ilişkin genel kurul kararları dikkate alınarak ödemesi gereken gecikme zammı miktarı, aksine bir karar veya uygulama yoksa BK’nun 84.maddesine göre bulunmalı ve taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Bu durumda, kooperatif uygulamaları ve mali konularda uzman bir bilirkişi seçilerek, kooperatif genel kurul ve yönetim kurulu kararları, tüm defter, kayıt ve belgeleri ile varsa banka hesapları incelenerek, tarafların iddia, savunma ve itirazlarını da karşılayacak şekilde ve önceki rapordaki tespitler de tartışılmak suretiyle, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.