YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1183
KARAR NO : 2012/3022
KARAR TARİHİ : 24.04.2012
Taraflar arasındaki ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı, davalı kooperatifin 17 yıldır üyesi olduğunu, yönetim kurulunca gerçek borcu yansıtmayan ihtarlara dayanılarak ortaklıktan ihracına karar verildiğini ileri sürerek, 24.12.2010 tarih ve 219 sayılı ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ihtarlara rağmen borcunu ödemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar, kısmen benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıdan talep edilen borç miktarının doğru hesaplandığı, BK’nın 84.maddesine göre uygulama yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, usulüne uygun ihtarlara rağmen davacı tarafından borcun ödenmediği gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, kooperatif ortaklığından ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacının, 1163 sayılı Kanun’un 27.maddesine göre iki ihtara rağmen parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle kooperatif ortaklığından ihracına karar verilmiştir. BK’nın 84.maddesi hükmüne göre, kısmi ödemeler alacaklı tarafından öncelikle faize mahsup edilebilir. Bu ilke, aksi yönde bir genel kurulu alınmadıkça veya davalı kooperatifte aksi yönde bir uygulama bulunmadıkça, kooperatif alacaklarında da uygulanır. BK’nın 84.maddesindeki düzenleme yasal bir hak olduğundan, bu ilkenin kooperatif alacakları hakkında da uygulanması mümkün olup, bunun için genel kurulda ayrıca bir karar alınması gerekmemekte, aksi yönde bir genel kurul kararının alınmamış olması ya da aksi yönde bir uygulamanın bulunmaması yeterli olmaktadır.
Mahkemece, anılan ilke ve bu ilkeye göre ödemelerin faizden mahsubuna dayalı hesaplamaya itibar edilerek ihtarlardaki borcun gerçek borcu yansıttığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, Kooperatifler Kanun’unun 23.maddesine göre, kooperatif ortakları hak ve vecibelerde eşittirler. BK’nun 84. maddesinin uygulanmaması yönünde bir genel kurul kararı bulunmasa bile, davalı kooperatifin gecikmiş ödemelerin öncelikle anapara borcundan düşülmesi yönünde genel bir uygulaması varsa, davacı için de aynı şekilde uygulama yapılmalıdır. Bilirkişi ek raporunda, aynı kooperatif ile ilgili Ankara 9.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005/602 sayılı dosyasında BK’nun 84.maddesi yerine basit usulde faiz hesaplanmasının benimsendiğinin düşünüldüğü yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkemece, BK’nın 84.maddesinde düzenlenen ilkenin aksi yönünde uygulamanın davalı kooperatifçe benimsendiği yönündeki bilirkişi görüşü tartışılmadan hüküm kurulmuştur. Bu durumda, davalı kooperatifin genel kurul ve yönetim kurulu kararları, tüm defter, kayıt ve belgeleri getirtilip geciken ödemelerin öncelikle BK’nun 84.maddesine göre faizden mi yoksa anaparadan mı düştüğü ve uygulamanın genel olarak ne şekilde oluştuğu hususunda, yapı kooperatifleri ve muhasebe alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.