Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/117 E. 2012/3052 K. 24.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/117
KARAR NO : 2012/3052
KARAR TARİHİ : 24.04.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin ve tahsis edilen dairenin tespiti veya alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı kooperatif tarafından yapılan binaların mermer işlerinin tamamını üstlenerek, edimini eksiksiz ve tam olarak ifa edip davalı kooperatife teslim ettiğini, iş karşılığı müvekkili şirketin 93.039,46 TL alacağından, 23.000,00.-TL. sinin ödendiğini, bakiye alacak için davalı kooperatif ile 30.04.2001 tarihinde sözleşme yapıldığını, sözleşme uyarınca F blok, 6 ve 18 numaralı dairelerin müvekkili şirkete devir edileceği belirtilerek dairelerin toplam bedeli olarak 39.000,00. TL nin alacağa sayıldığını, bakiye 31.039,46. TL’nin ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile F Blok 18 no’lu dairenin üyeliğinin müvekkili şirkete ait olduğunun tespitine, bu mümkün olmadığı takdirde bedelinin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında yapılmış usulüne uygun geçerli bir sözleşmenin bulunmadığını, genel kurulun yetkisine giren bir hususun yönetim kurulu kararı ile yapılmasının kooperatifi bağlamayacağını,eski yönetim kurulu üyeleri hakkında çeşitli suçlardan Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığını, ayrıca taşınmaz devir borcu içeren sözleşmenin noterlikçe yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı kooperatife iş yaptığı, işin bitirilerek teslim edildiği, iş bedeline karşılık 30.04.2001 tarihli sözleşme uyarınca davacı yükleniciye verilmesi kararlaştırılan bağımsız bölümün verilmediği, bu bağımsız bölümün davalı kooperatif ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapan dava dışı arsa sahibi adına tapuda kayıtlı bulunduğu, sözleşmedeki taraf iradelerinin davacının davalı kooperatifin üyesi olacağı, yüklenici sıfatı ile davalı kooperatif ile dava dışı arsa sahipleri arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca dava konusu dairenin davacının üyelik hakkına karşılık gelen daire olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine, davalı kooperatife ait F Blok, 18 no’lu bağımsız bölümün davacının üyelik hakkına karşılık gelen mesken olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif ortaklığının ve dava konusu dairenin üyelik hakkına karşılık gelen mesken olduğunun tespiti veya alacak istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun “Ortaklığa Girme Şartları ve Ortak Sayısı” başlığını taşıyan 8 nci maddesi uyarınca ortaklığa kabul yönetim kurulu kararı ile gerçekleşir. Ancak, yönetim kurulu kararı ile ortak olunması halinde ortak, ana sözleşme ile
kendisine yüklenen tüm edimleri yerine getirmek zorundadır.Somut olayda ise davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı kooperatif arasında iş karşılığı 6 ve 18 nolu dairelerin kooperatif üyelik hakları dahil olmak üzere devri ve belli bir miktar paranın ödenmesini içeren sözleşme imzalandığını, davacının bu suretle kooperatife ortak olduğunu ileri sürmüştür.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesine göre, “Genel Kurul” bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır.Yapılacak işlere önceden karar alabileceği gibi, yapılmış işlere de sonradan icazet vererek geçerli hale getirebilir. Davacının iddiasına konu iş yapımı karşılığı kendisine daire tahsis edilmesine ve ortak olarak kabulüne ilişkin işlemler yasa ve anasözleşme hükümlerinin dışında bir uygulama olup, farklı bir statü yaratacak niteliktedir. Kooperatiflerde kural olarak farklı statüde ortaklık ihdası geçerli olmayıp, bu şekilde bir ortaklığın tesisi ancak genel kurul kararına bağlı bulunmaktadır.Bu itibarla, yönetim kuruluna genel kurul tarafından yetki verilmedikçe veya yönetim kurulunun bu yöndeki işlemleri genel kurulda onaylanmadıkça farklı statülü ortaklık yaratan işlemlerin bir geçerliliği bulunmamaktadır.Bu durumda, davacı ile davalı kooperatif yönetim kurulu arasında yapılmış, davacıya iş yapımı ve belirli bir bedel ödemesi karşılığı daire tahsis eden anlaşmaların genel kurul tarafından kabul edilip edilmediğinin belirlenmesi amacıyla genel kurul tutanaklarının dosyaya getirtilerek, genel kurul tarafından davacının ortaklığı ile ilgili alınmış herhangi bir karar bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekmektedir. Mahkemece, davacı hakkında yönetim kurulu tarafından ortak olarak kabulüne ilişkin bir karar alınıp alınmadığının, genel kurullara ortak sıfatıyla çağrılıp çağrılmadığının araştırılması ile sonucuna göre davacının davalı kooperatifin ortağı olup olmadığı, ortak olduğunun tespiti halinde ise ortaklıklığının sabit ödemeli ortaklık mı, yoksa normal statüde ortaklık mı olduğunun belirlenmesi gerekirken, anılan hususlar üzerinde durulmadan, eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yine, davacı vekilinin, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacıya yaptığı işler karşılığında belli bir miktar paranın ve iki dairenin kooperatif üyelik hakkı ile birlikte verildiğini ve bu dairelerden 6 no’lu dairenin teslim edildiğini, ödenmeyen bedel için … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2006/431 esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını ve verilen kararın henüz kesinleşmediğini belirttiği anlaşıldığından, bu dosyanın akibeti ile teslim edilen 6 no’lu dairenin kime, nasıl ve hangi şartlar altında teslim edildiğinin, bu daire nedeniyle üyelik durumunun de araştırılması gerekirken bu konular üzerinde yeterince inceleme yapılmadan karar verilmesi yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.