Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/1002 E. 2012/3679 K. 25.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1002
KARAR NO : 2012/3679
KARAR TARİHİ : 25.05.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın husumet yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, ihraç kararının kesinleştiğini, davalının buna rağmen kooperatife ait konutu fiilen elinde bulundurduğunu ileri sürerek, el atmasının önlenmesini ve ıslahla birlikte 15.696,96 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsili talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yazılı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre; davalının üyeliği devam ederken 19.07.2003 tarihinde dava konusu konutu adi satış sözleşmesi ile üçüncü kişiye sattığı, taşınmazın halen üçüncü kişi tarafından kullanıldığı, ferdileşmeye geçilmediğinden dava konusu dairenin tapu kaydında malik olarak davacı kooperatifin gözüktüğü, 2003 yılında üyelikten ihraç edilen ve ihraç kararı kesinleşen davalının dava konusu taşınmaza fiilen bir müdahalesi olmadığı gerekçesiyle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, müdahalenin men’i ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu 13 numaralı daire davalı kooperatif üyesine tahsisli iken davalı tarafça 19.07.2003 tarihinde dava dışı…’e adi satış sözleşmesiyle devredilmiş, davalı da 25.07.2003 tarihinde kooperatif üyeliğinden ihraç edilmiştir. Davalının, kooperatif üyesi iken kendisine tahsis edilen daireyi üçüncü kişiye satmış olmakla hukuki müdahalesi bulunduğundan mahkemenin, davalıdan müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil istenemeyeceği yönündeki gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, öncelikle taşınmazı fiilen kullandığı anlaşılan üçüncü kişi…’in de verilecek nihai karar ile hukuku etkileneceğinden, davacıya bu şahıs aleyhine dava açmak üzere süre verilmesi, dava açıldığından eldeki iş bu dava ile birleştirilmesinin sağlanması ve taraf delilleri toplanıp oluşacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.