Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2011/689 E. 2011/698 K. 29.09.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/689
KARAR NO : 2011/698
KARAR TARİHİ : 29.09.2011

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
– KARAR –
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 27.01.2010 günlü ilamı ile “davalı şirket tasfiye memurunun 29.03.2010 tarihinde istifa ettiği, kararın ise 07.05.2010 tarihinde tasfiye memuruna tebliğ edildiği hükmün ise Av. … tarafından temyiz edildiği, bu durumda hükmü temyiz eden avukata yeni atanan tasfiye memuru tarafından verilmiş bir vekaletname varsa dosyaya ibraz edilmesi, vekaletnamenin olmaması halinde ise kararın yeni atanacak tasfiye memuruna tebliğ edilip temyiz süresi beklendikten sonra dosyanın gönderilmesi için dosyanın geri çevrilmesine” karar verilmiş olup, mahkemece iflas kararından sonra Bakırköy 1. İflas Müdürlüğü’nce atanan iflas idare memurlarına karar tebliğ edilerek dosya temyiz incelemesi için gönderilmiş ise de, yerel mahkemenin bu karar gereğini tam olarak yerine getirmeden dosyayı Dairemize gönderdiği görülmüştür.
İflas, anonim şirketler için bir infisah sebebidir(TTK. 434/1-8.). İflas kararı ile birlikte anonim şirketin tüzel kişiliği sona ermeyip, diğer infisah hallerinde (TTK. 434) olduğu gibi, tasfiye aşamasına girer. (TTK. 439/1) Tasfiye aşamasındaki bir anonim şirketin tüzel kişiliği ise, tasfiye sonuna kadar sürer. (TTK.439/II) İflasın açılması ile anonim şirket hak ve fiil ehliyetini kaybetmez, ancak fiil ehliyeti, tasfiye sonuna kadar, tasfiye amacıyla sınırlı olarak devam eder (TTK. 439/II, 450,208) Başka bir anlatımla, anonim şirket tasfiyenin sonuna dek bir hak sujesi olarak kalır, hak ve yükümlülükler anonim şirket tüzel kişiliğine ait olur. Ancak, anonim şirketin mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisi, İİK.’nun 191 nci maddesi uyarınca, iflas masasına ilişkin olan konularda iflas idaresine geçer. Şirket organlarının temsil yetkileri, şirketin iflas idaresi tarafından temsil olunamadığı hususlar için devam eder. (TTK. 437; bkz.Ahmet Başözen müflisin tasarruf yetkisi sayfa 261; Oğuz Atalay Anonim Şirketlerin iflası sayfa 177)
Somut olayda, temyize konu iflas kararından önce davalı şirketin iflastan başka bir nedenle (TTK 438) tasfiye haline girdiği anlaşılmıştır. TTK’nın 450. Maddesi yollamasıyla aynı yasanın 219. maddesine göre: “Tasfiye halinde bulunan şirketi mahkemelerde ve hariçte temsil salahiyeti tasfiye memurlarına aittir. Tasfiye memurları şirket için faydalı gördükleri takdirde sulh, feragat, kabul ve tahkime ve hususiyle hakem seçmeye dahi salahiyetlidirler ve zaruret halinde yeni muameleler de yapabilirler.
Tasfiye halinde bulunan kollektif şirket namına tanzim olunan bütün evrak ve senetlerin “Tasfiye halinde bulunan filan şirketin tasfiye memurları” ibaresi ilave edilmek suretiyle tasfiye memurları tarafından imzalanması şarttır…”. Bu bakımdan, somut olayda, iflas kararına yönelik temyiz hak ve görevi tasfiye memuruna aittir. Tasfiye memurunun atandığı, ancak 29.03.2010 tarihinde istifa ettiği dosya kapsamı ile sabittir.
Bu durumda, hükmü temyiz eden avukata yeni atanan tasfiye memuru tarafından verilmiş bir vekaletname varsa dosyaya ibraz edilmesi, vekaletnamenin olmaması halinde ise kararın yeni tasfiye memuruna tebliğ edilmesi, yeni tasfiye memuru atanmamışsa, TTK’nun 441/1’nci maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmadığı hallerde yönetim kurulu tasfiye işleri ile görevli olduğundan yönetim kurulu üyelerinin aynı vekile verdiği bir vekaletname varsa dosyaya ibraz ettirilmesi, yok ise yönetim kurulu üyelerine kararın tebliğ edilmesi, temyiz süresi beklendikten sonra, dosyanın Dairemize gönderilmek üzere mahalline geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.