Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2011/5083 E. 2012/3241 K. 02.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5083
KARAR NO : 2012/3241
KARAR TARİHİ : 02.05.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, tebligat için mürafaa pulu olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatiften sekiz adet daireyi 104.000,00 TL ödeyerek satın aldığını, buna rağmen 19.10.2008 tarihli genel kurul toplantısında, kanuna ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak davacıya ek ödeme yükümlülüğü getiren karar alındığını ileri sürerek, 19.10.2008 tarihli genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacının kooperatif üyesi olup,kooperatifin yapacağı inşaatı tümüyle bitireceği tarihe kadar genel kurulca alınacak ek ödemelere katılmasının zorunlu olduğu, genel kurul kararlarının iptalini gerektirir bir neden bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Temyize konu mahkeme kararının gerekçe bölümü, davanın reddine yönelik anlatımlar içermesine rağmen, gerekçenin son satırında, bu anlatımlarla çelişecek şekilde “davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir” ibaresine yer verilmiş, hüküm fıkrasında ise kısa karara uygun olarak davanın reddine karar verilmiş olup, bu haliyle kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmıştır.
Gerekçeli kararın nasıl yazılacağı 6100 sayılı HMK’ nun 298. maddesinde ( 1086 sayılı HUMK’ nun 388 ve 389 maddeleri) hükme bağlanmıştır.6100 sayılı HMK’ nun 298/2. maddesi uyarınca ” gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olmaz.” Kararın hüküm fıkrası ile ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup , arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir.
Mahkemece, gerekçe bölümü ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması yukarıda maddeleri yazılı usul hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinden hükmün, bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.05.2012 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.