Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2011/4685 E. 2011/2604 K. 15.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4685
KARAR NO : 2011/2604
KARAR TARİHİ : 15.12.2011

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin olarak Dairemizce verilen 23.09.2011 gün ve 2011/1360 Esas 2011/536 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
– KARAR –
Davacı vekili, borçluya ait taşınmazın satışından sonra icra müdürlüğünce 10.11.2008 tarihinde sıra cetveli düzenlendiğini, müvekkilinin ipotek limiti dâhilindeki alacağını bu sıra cetvelinden aldığını, limiti aşan kısmı ise iflas masasına yazdırdığını, sıra cetvelinde davalıya 28.800.106,54 TL’nin ayrıldığını ve artan 3.964.069,42 TL’nin iflas dosyasına aktarıldığını, sıra cetveline davalıya pay ayrılan alacakların gerçek bir hukuki ilişkiye dayanmadığını, adı geçenin bu alacakları IFC ve T. Sınai Kalkınma Bankası AŞ adlı kurumlardan temlik aldığını, borçlunun fabrikasını işletmeye başladığını, davalının Cay Island’da kurulu bulunduğunu ve 50.000,-USD sermaye ile çalıştığını, şirketin paravan olduğunu, satış bedelini borçluya aktardığını ileri sürerek, sıra cetvelinin borçluya ayrılan pay yönünden iptaline, davalıya ayrılan payın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama aşamasında davalıya isabet eden tutarın iflas masasına aktarılacağını ve oradan alacakları payın artacağını bildirmiştir.
Davalı vekili, davacının alacağının tamamını tahsil ettiğini ve şikâyette hukuki yararı bulunmadığını, müvekkilinin alacağına daha evvel itiraz etme hakkı mevcutken, bu yola gitmediğini, eldeki davayı açabilmesi için İİK’nun 233. maddesi uyarınca yetki alması gerektiğini, bu itirazların bir başka mahkeme önünde tartışıldığını, alacağın da temlik yoluyla alındığını savunarak, davanın reddini istemiş, karşı dava olarak da karşı davalının limit fazlasını aldığını ve tahsilâtların düşülmediğini ileri sürmüştür.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, davalı alacağının Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/229 E., 2008/740 K. sayılı dosya ile hüküm altına alındığı, BK’nun 18. maddesi anlamında muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın esas yönünden; yasal 7 günlük süreden (İİK.m.142) sonra açılan karşı davanın da süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı banka vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, asıl ve karşılık davaların reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizce onanmıştır.
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere ve ipotek dışında taşınmaz üzerinde haczi bulunmayan alacaklının, satış tutarından bakiye kalan kısım üzerinde hak iddia etmesine yasal olanak bulunmamasına göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 24.20 TL harç ve takdiren 185,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.