YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4665
KARAR NO : 2011/2679
KARAR TARİHİ : 19.12.2011
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Birlik’teki kaydının Şubat 2007 tarihi itibariyle silinmesine yönelik isteminin, önce aidat borçlarının silinmesi şartıyla kabul edildiğini, daha sonra çıkma isteyen kooperatifin genel kurulunca karar alınması gerektiği gerekçesiyle çıkma talebinin kabul edilmediğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı Birlik’teki üyeliğinin Şubat 2007 tarihi itibariyle sonlandırıldığının tespiti ile taraflar arasındaki çekişmenin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, anasözleşme uyarınca üst birlikten çıkma kararının genel kurul tarafından verilmesi gerektiğini, davacının yönetim kurulu tarafından alınan karara dayalı olarak yaptığı çıkma isteminin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının, işletme kooperatifine dönüşmesinin ortaklıktan ayrılma ile ilgili davalı üst Birlik’in anasözleşmesindeki şarta bağımlılığının kalmadığı sonucunu doğurmayacağı, davacı genel kurulunda ortaklıktan çıkmaya ilişkin karar alınmadan davalı Birlik ortaklığından çıkılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle bilirkişi raporundaki aksi görüşe itibar edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın, davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince, davalı Birlik anasözleşmesinin 16 ncı maddesinde Birlik üyeliğinden ayrılmak için üye kooperatiflerin genel kurullarında bu konuda karar alınması gerektiğinin düzenlendiği, dava açıldıktan sonra davacı kooperatifin 06.04.2008 tarihinde yapılan genel kurulunda 2007 yılının Şubat ayı sonu itibariyle davalı Birlik’teki kooperatifin kaydının silinmesi ile ilgili açılan davaya muvafakat verilmesine karar verildiği, mahkemece davacı kooperatif genel kurulu tarafından davadan sonra verilmiş bulunan karar konusunda bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Birlik anasözleşmesinin 16. maddesinde Birlikten çıkmak isteyen kooperatifin genel kurulunca karar alınması gerektiği düzenlenmişse de dava sonrasında 06.04.2008 tarihli genel kurulla icazet verildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı kooperatifin davalı birlikten Şubat 2007 itibariyle ayrıldığının tespitine, muarazanın önlenmesine, davanın açılmasında davalının kusurunun olmaması, tamamen davacının dava şartlarını yerine getirmemesinden kaynaklanması sebebiyle davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına, davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 19.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.