Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2011/4640 E. 2012/2923 K. 18.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4640
KARAR NO : 2012/2923
KARAR TARİHİ : 18.04.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalının, gecikmiş aidat ve katılım bedellerini ödememesi üzerine başlattıkları ilamsız icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife üye olmadığını, kendine ait bağımsız bölümü 24.11.2008 tarihinde arsa maliki ….’tan satın aldığını, kooperatif borçlarından bu şahsın sorumlu olması gerektiğini, genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının davalıyı bağlayıcı nitelikte olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının taşınmazı 24.11.2008 tarihinde …’tan satın aldığı, Kooperatifler Kanunu gereğince üye kayıt defteri, karar defteri ve ortaklar defterinin usulüne uygun olarak tutulmadığı, üyelerin hak ve borçlarının tespit edilebilmesi için yıllık bilançoların düzenlenmesinin gerektiği, davacı tarafından verilen süreye rağmen bilançoların mahkemeye ibraz edilmediği gibi davalı tarafından takip dosyasına sunulan tahsilat makbuzlarının aksini ortaya koyan bir delilin sunulmadığı gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ödenmeyen aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlke olarak, kooperatif ortağından taşınmaz satın alan 3. kişinin kooperatife karşı tüm ödentilerden sorumlu tutulabilmesi için, kendisine ayrıca payın da devredilmiş olması gerekir. Aksi halde, kooperatifin hizmet sunduğu alandan bir konut almakla, kendisinin de yararlandığı ortak yerlerin yapımı için sarfedilen harcamalar ile benzer nitelikli ortak giderlerden, sağladığı yarar oranında payına düşen miktarı ödemekle yükümlüdür. Kooperatif, bu ödemeyi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, kesin hesaba bağlanan giderlerden kendi payına düşen iştirak oranında bilançonun kesinleşmesine bakılmaksızın talep edebilir.
Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de, bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olarak düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece, davacı kooperatifin takip konusu dönemlere ilişkin olarak aidat alacağının
bulunup bulunmadığı ve miktarının tespiti için davalı kooperatifin kurulduğu tarihten itibaren takip konusu aidat dönemlerini de kapsayan tüm genel kurul tutanaklarının ve ilgili belgelerin, kooperatif sicil kaydının, bulunduğu Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden getirtilmesi ile genel kurul tutanakları, defter ve belgeler üzerinde, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda inceleme yaptırılmak üzere bir bilirkişi heyeti seçilerek açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınmak suretiyle öncelikle davalının üyeliği devir alıp almadığı belirlenerek varılacak sonuca göre yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.