YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/459
KARAR NO : 2011/337
KARAR TARİHİ : 15.09.2011
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
İstemci tarafından hasımsız olarak açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı istemin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde istemci şirket vekili ve müdahillerden Yapı ve Kredi Bankası vekilinin katılma yolu ile temyizi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
İstemci vekili, ayakkabı üreten ve toptan satış yapan müvekkili şirketin yaşanan ekonomik kriz nedeniyle şirketin mali durumunun bozulduğunu, borca batık hale gelen şirketin iyileştirme projesindeki tedbirlerle mali durumunun düzeltebileceğini ileri sürerek, iflasın 3 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahiller vekilleri, yasal şartları oluşmayan istemin reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, istemci şirketin borca batık durumda olduğu, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu, mali durumunun iyileştirmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, hüküm Coşkunlar Ltd. Şti, Halk Bankası A.Ş ve Yapı Kredi Bankası A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hüküm Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2008/7166 Esas, 2008/9884 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozmadan sonra mahkemece toplanan delillere, alınan bilirkişi raporuna ve dosya kapsamına göre, şirketin borca batıklıktan kurtulma imkanının kalmadığı, davanın başından itibaren verilen tedbirlere tüm takip ve hacizlerin durdurulmuş olmasına rağmen borçların ödenemediği gerekçesiyle iflas erteleme talebinin reddine ve istemci şirketin iflasına karar verilmiştir.
Karar, istemci şirket vekili ile katılma yoluyla müdahil Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için iflas erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması, mali durumunun iyileştirilmesi ümidinin olması ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir. Borca batıklık TTK’nun 324/2. maddesine göre şirket aktiflerinin şirketin pasifini karşılamaya yetmemesi,İİK’nun 179. maddesine göre şirket borçlarının şirketin aktifinden fazla olması anlamına gelmektedir. Borca batıklığın tesbiti için TTK’nun 324/ 2. maddesi uyarınca aktiflerin satış değerinin dikkate alınması gerekir. Mahkemece, borca batıklığın belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmış ise de, bilirkişi heyeti bilançodaki kaydi değerleri esas alarak borca batıklığı saptamıştır.
Hükme esas alınan 22.12.2009 tarihli bilirkişi raporu Yargıtay denetimine elverişli değildir. Mahkemece borca batıklığın belirlenmesi için bilirkişi heyetine bir inşaat ve bir makine mühendisi de dahil edilerek, bina, taşıt, demirbaş tesislerin rayiç değerlerinin belirlenmesi için yeni bir rapor alınmalı, önceki raporda açıklanmayan şüpheli kabul edilen (şirketin almış olduğu bir kısım sipariş kalemleri ve buna göre düzenlenen avans karşılığı çeklerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı) konuları açıklattırılmalı ve varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan yönler gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle istemci şirket vekili ile müdahillerden Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 15.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.