YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/45
KARAR NO : 2011/299
KARAR TARİHİ : 15.09.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı S.S. Vuslat Konut Yapı Kooperatifi’ndeki üyeliğini davalıya devrettiğini, ancak gerçekte bu üyeliğin 1/2 hissesinin müvekkilinde kaldığını, 1993-1996 yıllarına ait aidatların davalı tarafından ödendiği halde 1996 yılından sonraki aidatların ve daireye ilişkin imalat bedellerinin müvekkili tarafından ödendiğini ileri sürerek davalı adına tescilli olan üyeliğin 1/2 sinin müvekkiline ait olduğunun tespiti ve tescilini, mümkün olmadığı takdirde yapılan imalat masrafları için şimdilik 10.000,00 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalıya ait hissenin 1/2’sinin iptali ile davacı adına kayıt edilmesine karar verilmiş, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince, kooperatif payının bölünemeyeceği ilkesinin sonucu olarak paylı tescilin istenemeyeceği gerekçesiyle tescil talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, ancak tarafların kendi aralarında şahsi hak talebi doğuracak ve kendi aralarında hüküm ifade edecek şekilde sadece tesbit istemine ilişkin karar verilmesi gerektiği halde, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı ve kooperatifin taraf olmadığı bir davada üyelik tespiti yönünden bir karar verilebilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahalli mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki ortaklığın şahsi hakka dayanması nedeniyle bunun dava dışı kooperatifi bağlamayacağı, bu nedenle de tarafların ortak olduklarının tespit edilmesinin dava dışı kooperatif lehine veya aleyhine hüküm ifade etmeyeceğinden kooperatifin davaya dahlinin zaruri olmadığı, davalının dava dışı kooperatifteki hissesinin 1/2 ‘sinin davacıya ait olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının dava dışı S.S. Vuslat Yapı Kooperatifinde mevcut bir adet üyeliğinin 1/2’sinin davacıya ait olduğunun tespitine, tescil istemi ve fazlaya dair diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin 2- Terditli davada mahkeme, ilk önce asıl talep hakkında inceleme yapar, bunu yerinde bulursa yardımcı (terditli) talebin incelenmesine gerek kalmaz.
Davacı vekili, davalı adına tescilli olan üyeliğin 1/2 sinin müvekkiline ait olduğunun tespit ve tescilini, mümkün olmadığı takdirde yapılan imalat masrafları için şimdilik 10.000,00 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, yukarıda anılan bozma ilamına uyularak davalının dava dışı S.S. Vuslat Yapı Kooperatifinde mevcut bir adet üyeliğinin 1/2’sinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, diğer istemlerin reddine de karar verilmesi,
3- Kabule göre; yerel mahkemece Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.05.2008 tarih, 2007/4786 E. ve 2008/6257 K. sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, “kooperatifin taraf olmadığı bir davada üyelik tespiti yönünden bir karar verilebilmesi de mümkün değildir, bu husus göz ardı edilerek dava dışı kooperatifin taraf olmadığı davada ortaklık tespitine karar verilmesi de kabul tarzı itibariyle doğru olmamıştır” yönündeki bozma hükmü gereği yerine getirilmeden yazılı gerekçelere dayalı olarak karar verilmesi de, doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, davacı tarafça yatan peşin harcın istek halinde iadesine, 15.09.2011gününde oybirliğiyle karar verildi.