YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4478
KARAR NO : 2011/2701
KARAR TARİHİ : 20.12.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin olarak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12.05.2011 gün ve 2009/6774 Esas 2011/5847 Karar sayılı ilamın karar düzeltme karar yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile … arasında yapılan 03.02.2005 tarihli satış sözleşmesi ile müvekkilinin …’nun davalı kooperatifte bulunan 2 adet dairesini satın aldığını ve aynı tarihte davalı kooperatif başkanlığına verilen dilekçe ile sözkonusu yerlerin devrinin karar defterine işlenmesi için başvuruda bulunulduğunu ve bu konuda ihtarname de gönderildiğini ancak davalı kooperatifin dilekçeyi kabul etmediği gibi müvekkilinin bilgisi dışında kura çekiminin de yapıldığını, müvekkilinin bu devir nedeniyle çok büyük zarara uğradığını ileri sürerek, müvekkilinin devralmış olduğu iki adet dairenin müvekkili adına tespiti ile teslim ve tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde müvekkilinin ödemiş olduğu 60.000,00 YTL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından …’ya satılan dairelerin bedellerinin anılan şahıs tarafından ödenmemesi nedeniyle davacıya yaptığı devir işleminin kabul edilmediğini, …’nun kooperatife olan borçlarını ödemesi ve satın aldığı daireleri…’a sattığını bildirerek dairelerin… adına kaydının yapılmasını yazılı olarak istemesi üzerine devrin anılan şahıs adına yapılmasına karar verildiğini, müvekkili kooperatifin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, davacıdan bir bedel almadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacıya yapılan taşınmaz satımının resmi şekilde yapılmadığından geçerli olmadığı, bu nedenle davacının tapu iptal ve tescil isteminin reddinin gerektiği, davacının dava dışı …’ya ödediği miktarı davalıdan istemesinin de mümkün olmadığı, bu nedenle davacının alacak davasının da reddinin gerektiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12.05.2011 tarih 2009/6774 E. ve 2011/5847 K. sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK’nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 185,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 20.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.