YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4463
KARAR NO : 2011/2284
KARAR TARİHİ : 05.12.2011
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin ortağı olan davalının, ödemediği aidat borcunun işlemiş faiziyle birlikte tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, iddia, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının iki üyeliği için aidat ödemesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın 5.681,95 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağın % 40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Dava, aidat alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı kooperatif, ortağı olan davalı aleyhine başlattığı icra takibi ile 5.682,00 TL asıl alacak 1.388,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.070,00 TL’nın tahsilini istemiş, davalı ise, takibe itiraz ettikten sonra talep edilen parayı yatırdığını belirtmiştir. İtiraz dilekçesinin ekinde bulunan dekont fotokopileri incelendiğinde, davalının 08.02.2008 tarihinde 2.400,00 TL, 06.12.2006 tarihinde 1.000,00 TL, 23.01.2007 tarihinde 3.000,00 TL ödediği anlaşılmaktadır. Davacı vekili 17.11.2008 havale tarihli dilekçesinde, takibe konu aidat borçlarının 2006 ve 2007 yıllarına ilişkin olduğunu açıklamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bir üyenin ödemesi gereken toplam aidat miktarı bulunduktan sonra, davalının yaptığı toplam ödeme mahsup edilerek davalı borcunun 5.681,95 TL olduğu tespit edilmiş, mahkemece bu rapora itibar edilmek suretiyle karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece, takip konusu 2006 ve 2007 yıllarına ait aidat alacağının dayanağı olan genel kurul kararları getirtilerek, genel kurullarda belirlenen aidat miktarları ve varsa gecikme faizi oranlarına göre davalının diğer üyelerle kıyaslanmaksızın sorumlu olduğu, gerçek borç miktarını kalem kalem ve toplam olarak belirleyip, davalının ödemelerini de değerlendirerek açıklamalı, gerekçeli ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak oluşacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, denetime elverişli olmayan ve davalının tüm ödemelerinin değerlendirilmediği bilirkişi raporu esas alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.12.2011gününde oybirliğiyle karar verildi.