Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2011/4052 E. 2012/68 K. 17.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4052
KARAR NO : 2012/68
KARAR TARİHİ : 17.01.2012

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyeliğinden çıkartıldığını, birikmiş 4.040,58 TL aidat alacağı ile 5.200,72 TL işlemiş faizin tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 15.12.2008 tarihli dilekçesi ile ıslah talebinde bulunmuş ve davanın alacak davası olarak devamını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın yasal süre içinde açılmadığını, itirazın üzerinden altı yıl geçtikten sonra açıldığını, ıslah talebine de muvafakatlerinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davayı alacak davası olarak devam ettirebileceği, kooperatiften ihraç edildiği, alacağın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17.maddesi uyarınca muaccel olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 3.460,50 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren yasal faizi ile ve takip tarihine kadar 2.252,64 TL işlemiş faizin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, kooperatif üyeliğinden çıkarılan ortak tarafından açılan çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Dava ( ıslah) tarihinde yürürlükte olan HUMK 17. maddesi ( 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından geçerli olan 6100 sayılı HMK’nun 14. maddesi) gereğince tüzel kişi olan kooperatif ile üyeleri arasındaki davaların kooperatifin ikametgahı addolunan mahal mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olup, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir. TMK’nın 51. maddesine göre hükmi şahsın ikametgahı, anasözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça muamelelerinin yürütüldüğü yerdir. Bu durumda mahkemece, davalı kooperatifin merkezinde değişiklik olup olmadığı da gözetilerek, kooperatif muamelelerinin yürütüldüğü merkezin bulunduğu yer, dava ( ıslah) tarihi itibariyle tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözden kaçırılarak yazılı şekilde doğrudan esasa girilip hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.