Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2011/3971 E. 2012/56 K. 16.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3971
KARAR NO : 2012/56
KARAR TARİHİ : 16.01.2012

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin 21.06.2009 tarihli genel kurulunda alınan kararla ortakların geçmiş aidat ve katılım bedelleri ile yeni dönem aidatlarının karar altına alındığını, davalının belirlenen bu borçlarını ödememesi sebebiyle girişilen takibin, haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, 15.071,00 TL alacağa yönelik itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava dışı A.. O..’na ait ortaklık payının yönetim kurulunun 20.04.2009 tarih ve 2009/5 sayılı kararıyla davalıya devredildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, icra dosyasında yapılan vaki ititrazın iptaline, inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
Dava, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı ortak aleyhine, davacı kooperatifçe girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 8/1 maddesine göre ortak olmak isteyen kişiler, kooperatif anasözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvururlar. Kooperatif, ortaklarına kendi varlığı dışında şahsi bir sorumluluk veya ek ödemeler yüklüyor ise ortak olmak isteği, bu yükümlerin yazılı olarak kabul edilmesi halinde değer taşır. Somut olayda, davalının, kooperatifin ortağı olmadığı, taşınmazın maliki olan A.. Y..’ın oğlu olduğu, kooperatif ortağı olan müteahhit E.. O..’nun arsa üzerine yaptığı 2 bina karşılığında babasının payına düşen 1 daireyi davalıya tapuda devrettiği kooperatifin de taşınmaz devrine paralel olarak dava dışı kooperatif ortaklığına kabul ederek E.. O..’nun ortaklığını sona erdirdiği anlaşılmaktadır. Halbuki taşınmazın devri özellikle kararlaştırılmamışsa ortaklık devri sonucunu doğurmaz. Hal böyle olunca mahkemece, öncelikle dairenin devrine dayanak sözleşme ve belgeler, tapu kayıtları ve özellikle davalının kooperatife başvuru belgesi getirtilerek, davalının kooperatif ortağı olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, davacı kooperatifin 21.06.2009 tarihli genel kurulunun 7. maddesiyle “Kongreye sunulan üye borçlarının tahsili konusunda yetkili kılınması ve borçlu bulunan üyelerin borç miktarları tek tek okunarak borca itirazlarının var ise yönetim kuruluna belge ve dilekçesi ile müracatlarını, aksi taktirde bu borçlarının tahsil edilmesi için yasal işlemlerin başlatılmasında yönetim kurulu yetkili kılınmıştır.” şeklinde alınan kararın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 8/1 ve Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi’nin 23. maddeleri karşısında davalı yönünden hüküm ifade edip etmeyeceği tartışılıp, ve kooperatif kayıtları ve diğer deliller çerçevesinde gerçek borç miktarı hesaplanarak bir karar vermek gerekirken, genel kurulca alınan bu karar doğrultusunda hesaplama yapan bilirkişinin raporuna itibar edilerek ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.