Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2011/3911 E. 2012/2036 K. 15.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3911
KARAR NO : 2012/2036
KARAR TARİHİ : 15.03.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
4-…

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin davalı 1283 nolu Ulu Tarım Kredi Kooperatifi’nin üyesi olduğunu, kooperatif başkanı davalı … tarafından kandırılmak suretiyle bir başkası için kredi kullandırıldığını, kendisine 1.000,00 TL’lik kredi çekileceğinin söylendiğini, fakat iki adet senedin daha fazla miktar için doldurulduğunu, ayrıca üçüncü bir senet ile de imzası ve haberi olmadığı halde kredi çekmiş gibi gösterildiğini, sonrasında bu senetlerin bedellerini davalı kooperatife 8.250,00 TL olarak ödemek zorunda kaldığını, bu haksız eylem neticesi maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, 8.250,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, cevap vermemiştir
Diğer davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, 738 ve 740 no’lu senetler yönünden davacının gerçekte borçlu olup senetlerde imzasının bulunduğu, imzası bulunmayan 736 no’lu senet yönünden ise ödemeden itibaren bir yıllık dava açma süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı … yönünden de davanın reddine karar verilmiş ise de, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollaması ile somut olaya uygulanması gereken TTK’nun 309. maddesinde belirtilen süre, zamanaşımı süresi olup, hak düşürücü süre değildir. Zamanaşımı süresinin ise mutlaka def’i olarak ileri sürülmesi gerekir. Aksi taktirde mahkemece, res’en dikkate alınması mümkün değildir. Bu nedenle, davalı … yönünden, işin esasına girilerek, taraf delilleri toplanıp, gerekirse bilirkişiden rapor alınmak suretiyle oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yanılgılı gerekçe ile, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.