Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2011/3690 E. 2012/1634 K. 05.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3690
KARAR NO : 2012/1634
KARAR TARİHİ : 05.03.2012

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife 01.01.2001 tarihinde ortak olduğunu ve 31.12.2005 tarihine kadar toplam 52.747,30 TL aidat yatırmasına rağmen karşılığında sadece 31.08.2004 tarihinde 22.536,30 TL değerinde bir daire aldığını ileri sürerek, kooperatif hesabında bulunan 30.211,00 TL nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 2005 yılı kayıtlarına göre davacının, D blok dışı diğer blok üyelikleri için yaptığı ödemelerden 30.211,00 TL alacaklı gözüktüğünü, C bloktaki hissesini 30.07.2005 tarihli yönetim kurulu ararıyla devretmesine rağmen devir işleminin muhasebe kayıtlarına girilmemesi sebebiyle bu alacağın görüldüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının B ve C blokları için toplam 52.747,40 TL ödeme yapması karşılığında 2 daire teslim aldığı değerleri üzerinden almış olması sebebiyle kooperatiften alacağının kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, kooperatif ortağı olan davacının kooperatife yaptığı fazla ödemelerin tahsili istemine ilişkindir. Hukuki uyuşmazlığın çözümü için mahkemece, öncelikle tarafların ileri sürdüğü ve savunduğu hususlar çerçevesinde maddi olayın denetime de elverişli olacak şekilde aydınlatılması ve bundan sonra hukukun somut olaya uygulanması gerekmektedir. Bu husus HUMK’nun 75/2 maddesinde “Hakim müphem ve mütenakız gördüğü iddia veya sebepler hakkında izahat istiyebilir.” şeklinde düzenlenmişken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “hâkimin davayı aydınlatma ödevi” başlıklı 31/1. maddesinde “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiş ve bunun hakimin bir ödevi olduğunu açıkça vurgulamıştır.
Somut olayda davanın ileri sürülüş biçimine göre, davacının talebi, maddi ve hukuki açıdan belirsiz olup uyuşmazlığın aydınlatılması için zorunlu olarak davacıdan açıklama istenmelidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının davalı kooperatife ortak olduğu tarihten sonra dava tarihine kadar kaç hisse için ortaklığının bulunduğu, bu hisselerin devrinin yapılıp yapılmadığı ve nihayetinde dava tarihinde kaç hisse için ortaklığının bulunduğu, ödemelerin hangi hisseler için yapıldığı ve davacının dava tarihine göre sahip olduğu hisselerdeki ödemelerinin normal bir kooperatif ortağının ödemelerine göre fazla bir ödemesinin olup olmadığı denetime elverişli olarak belirlenmediği gibi dairelerin devrinin hisse devri anlamında değerlendirilerek ve nasıl belirlendiği anlaşılamayan dairelerin fiyatlarının esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamaya dayanarak davacının bazı bloklar için fazla ödemesinin olmadığı sonucuna ulaşmak da hatalı olmuştur. Belirtilen hususların aydınlatılması için davacı ve davalı arasındaki diğer hisseler (bloklar) için açılan davalar varsa bu davaların eldeki davaya etkisi de değerlendirilerek kooperatif konusunda uzman bir bilirkişiden denetime elverişli yeni bir rapor alınarak sonuca ulaşmak gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2) Kabule göre, davacının 01.01.2001 tarihinden 31.12.2005 tarihine kadar toplam 52.747,30 TL aidat yatırmasına rağmen karşılığında sadece 31.08.2004 tarihinde 22.536,30 TL değerinde bir daire aldığını ileri sürerek, kooperatif hesabında bulunan 30.211,00 TL nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmesi ve bilirkişi raporunda davacının D blok için fazla ödemesi olduğu yönündeki tespiti karşısında davanın B ve C blokları için olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.