YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3083
KARAR NO : 2011/2337
KARAR TARİHİ : 06.12.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatif yönetim kurulu üyesi olan müvekkilinin 31.10.2008 tarihli yönetim kurulu toplantısına katılmak için toplantı salonunda hazır olduğunu, ancak kooperatif yönetim kurulu başkanı …’ın ve kooperatif müdürü Mehmet Kurt’un eşi rahatsız olduğu için toplantının yapılmayacağının bildirildiğini, bu şekilde müvekkilinin yönetim binasından ayrılması sağlandıktan sonra diğer yönetim kurulu üyelerinin toplantı yaptığını, 07.11.2008 tarihli toplantıda da müvekkili yönetim binasında olmasına rağmen toplantı yapılmayacağı izlenimi verilerek binadan ayrılması sağlandıktan sonra toplantı yapıldığını ve aynı toplantıda müvekkilinin üst üste mazretsiz olarak üç toplantıya katılmadığı gerekçesiyle yönetim kurulu üyeliğinin düşürüldüğünü, esasında müvekkilinin kooperetif aleyhine alınan bazı kararlara muhalif kalması nedeniyle bu kararın alındığını ileri sürerek, müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinin düşürülmesine dair verilen kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yönetim kurulu üyeliğinin düşürülmesine ilişkin karara karşı dava açılamayacağını, kararın yasalara, usule, anasözleşmeye ve kooperatif menfaatlerine uygun olduğunu, yönetim kurulu toplantılarının hangi gün ve saatte yapılacağının daha önceden belirli olduğunu, davacının toplantılara katılmama mazereti olarak bildirdiği hususların gerçekle ilgisi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının katılmadığı yönetim kurulu toplantıları ile ilgili yönetim kuruluna bir mazeret bildirmediği, hazır olduğu halde kendisi ayrıldıktan sonra yapılan toplantıların yapılmayacağına dair başkan ve diğer yönetim kurulu üyelerinden yazılı bir belge istemediği, davacının iddiaları ile ilgili yazılı belge ibraz etmediği, mazeret konusunda dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının karar vermeye yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kooperatif yönetim kurulu üyeliğinden çekilmiş sayılmaya ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
Bilirkişi raporunda ve anasözleşmenin 45. maddesinde belirtildiği üzere yönetim kurulu üyeliğinin düşmesi için üst üste üç toplantıya katılmama olgusunun sabit olması gerekir. Davacının 31.10.2008 tarihli toplantıya yanıltıldığı için katılmadığına ilişkin denetim kurulu üyelerinin imzasını havi tutanak ve bu tutanağın doğruluğuna ilişkin tanık beyanları bulunmaktadır. HMK’nun 255. (HUMK’nun 254.) maddesinde “Tanığın davada yararı bulunmak gibi tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler varsa, bunu iki taraftan biri iddia ve ispat edebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Tanığın doğru beyanda bulunduğu karinesinin aksinin kanıtlanması mümkündür. Mahkemece anılan usul hükmü gözetilmeden, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilininn temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.