YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3021
KARAR NO : 2011/2379
KARAR TARİHİ : 07.12.2011
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin kooperatife ait yerde kendi ihtiyacını karşılamak amacıyla 26.08.2006 taihinde jeneratör aldığını, 24.02.2008 tarihli kooperatif genel kurul toplantısında ortak jenaratör alınmasına ve kendileri için jeneratör alan üyelerin jeneratörlerinin ise rayiç bedelden geri alınmasına karar verildiğini, ortak kullanım için kooperatif tarafından alınan jeneratörlerin takıldığını, ancak davacının daha önce aldığı jeneratörün davalı tarafça teslim alınmadığını ileri sürerek, fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla jeneratör bedeline karşılık 3.000,00 TL’nin 11.09.2008 tarihinden itibaren yasal faizi birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili, davacının kendi isteğiyle 2006 yılında jeneratör aldığını, jeneratörü geri alacak olan kişinin ortak kullanılacak jeneratörün satın alınacağı firma olduğunu, bu firmanın 1.500.TL’lik teklifinin davacı tarafça kabul edilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, dava dışı firma tarafından teklif edilen 1.500,00 TL’lik bedelin davacı tarafından kabul edilmediği, davalının taahüdüne aykırı davranışının söz konusu olmadığı ve satıştan vazgeçen tarafın davacı olduğu gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif ortağının şahsi kullanımı için aldığı jeneratörün daha sonra kooperatifçe ortak kullanım için alınan jeneratör karşısında geri alınması ve bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Mahkemece, davacının satımdan vazgeçtiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmişse de; somut olayda, jeneratörünün davalıya teslim edilip edilmediği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmekte olup, bu olguyu ispat yükü davacıya aittir. Bu husus davacı tarafından usulünce ispat edildiği taktirde de, bilirkişi tarafından belirlenen değerin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle davacı ve davalının iddialarının belirtilen ilkeler doğrultusunda araştırılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.